Translation of "Nap" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Nap" in a sentence and their turkish translations:

- He's taking a nap.
- She's taking a nap.

O biraz kestiriyor.

Take a nap.

Şekerleme yap.

- Tom is having a nap.
- Tom is taking a nap.

Tom şekerleme yapıyor.

I need a nap.

Kısa bir uykuya ihtiyacım var.

You need a nap.

Bir şekerlemeye ihtiyacın var.

He's taking a nap.

O biraz kestiriyor.

How was your nap?

Şekerlemen nasıldı?

He took a nap.

Şekerleme yaptı.

- I'll have a nap after lunch.
- I'll take a nap after lunch.

Öğle yemeğinden sonra biraz uyuyacağım.

I need a long nap.

Uzun bir uykuya ihtiyacım var.

I don't need a nap.

Bir şekerlemeye ihtiyacım yok.

Let me take a nap.

- Kestireyim.
- Şekerleme yapayım.

I didn't take a nap.

Ben şekerleme yapmadım.

The kitten is taking a nap.

Yavru kedi kestiriyor.

Tom says he needs a nap.

Tom bir şekerlemeye ihtiyacı olduğunu söylüyor.

I'm going to take a nap.

Şekerleme yapacağım.

Why don't you take a nap?

Neden şekerleme yapmıyorsun?

Tom wanted to take a nap.

Tom bir şekerleme yapmak istiyordu.

I've decided to take a nap.

Şekerleme yapmaya karar vermiştim.

Take a nap if you're tired.

Eğer yorgunsan bir şekerleme yap.

It's time for your afternoon nap.

Sizin öğleden sonra kestirmenizin zamanı.

I can take a nap wherever.

Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.

I'll take a nap after lunch.

- Öğle yemeğinden sonra kestireceğim.
- Öğle yemeğinden sonra şekerleme yapacağım.

Tom is taking an afternoon nap.

Tom bir öğleden sonra şekerlemesi yapıyor.

I wanted to take a nap.

Bir şekerleme yapmak istedim.

I needed to take a nap.

Bir şekerleme yapmam gerekiyordu.

Tom took a nap this afternoon.

- Tom bu öğleden sonra kestirdi.
- Tom bu öğleden sonra şekerleme yaptı.

- I think Tom is taking a nap.
- I think that Tom is taking a nap.

Sanırım Tom şekerleme yapıyor.

- Tom is taking a nap on the sofa.
- Tom is taking a nap on the couch.

Tom kanepede şekerleme yapıyor.

Tired of reading, she took a nap.

Okumaktan yorulup kestirdi.

Tom took a nap for thirty minutes.

Tom otuz dakika şekerleme yaptı.

After lunch, they usually have a nap.

Öğle yemeğinden sonra genelde şekerleme yaparlar.

I have a nap almost every day.

Neredeyse her gün kestiririm.

Take a little nap on the couch.

Kanepede azıcık kestir.

Tom takes a power nap every day.

Tom her gün ortası uyur.

I suggest that you take a nap.

Senin şekerleme yapmanı öneriyorum.

I took a long nap after lunch.

Öğle yemeğinden sonra uzun bir şekerleme aldım.

I was going to take a nap.

Uyuyacaktım.

I'm going to go take a nap.

Gidip şekerleme yapacağım.

I take a nap almost every day.

Neredeyse her gün şekerleme yaparım.

Why don't you go take a nap?

Neden bir uyku çekmeye gitmiyorsun?

Tom often takes a nap after lunch.

Tom öğle yemeğinden sonra sık sık şekerleme yapar.

She's supposed to be taking a nap.

Onun bir şekerleme yapıyor olması gerekiyor.

Take a little nap on the sofa.

Kanepede azıcık kestir.

I took a 20-minute power nap.

20 dakikalık bir şekerleme yaptım.

- Tom said he wanted to take a nap.
- Tom said that he wanted to take a nap.

Tom şekerleme yapmak istediğini söyledi.

- Tom said he needed to take a nap.
- Tom said that he needed to take a nap.

Tom şekerleme yapması gerektiğini söyledi.

She was taking a nap the whole time.

Sürekli şekerleme yapıyordu.

He is always taking a nap at school.

O, her zaman okulda şekerleme yapıyor.

A few hours nap will do you good.

Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.

- She's taking a nap.
- She's having a kip.

O uyuyor.

I had a nap for about an hour.

- Bir saat kestirdim.
- Bir saat şekerleme yaptım.

I am having a nap in my room.

Odamda şekerleme yapıyorum.

I cannot have a nap at the office.

Ben ofiste şekerleme yapamıyorum.

Tell her that I am having a nap.

Ona biraz kestirdiğimi söyle.

You might want to take an afternoon nap.

Öğleden sonra kestirmek isteyebilirsin.

Since I was tired, I took a nap.

Yorgun olduğum için şekerleme yaptım.

Tom wanted to take a nap before dinner.

Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.

If you're sleepy, you should take a nap.

Uykunuz varsa, biraz kestirmelisiniz.

I took a thirty-minute nap after lunch.

Öğle yemeğinden sonra otuz dakika kestirdim.

I usually take a short nap after lunch.

Ben genellikle öğle yemeğinden sonra kısa bir şekerleme yaparım.

I often take a nap right after lunch.

Öğle yemeğinden sonra sık sık şekerleme yaparım.

May I take a nap on your couch?

Kanapende şekerleme yapabilir miyim?

- Tom said he wanted to take an afternoon nap.
- Tom said that he wanted to take an afternoon nap.

Tom öğleden sonra kestirmek istediğini söyledi.

- I may give up soon and just nap instead.
- Maybe I'll just give up soon and take a nap instead.

Yakında vazgeçebilirim ve onun yerine sadece şekerleme yapabilirim.

- I am having a nap.
- I'm having a kip.

- Ben uyuyorum.
- Ben şekerleme yapıyorum.

Have you ever had a nap at the library?

Sen hiç kütüphanede şekerleme yaptın mı?

When was the last time you had a nap?

En son ne zaman şekerleme yaptın?

At what time do you generally take a nap?

Genellikle hangi saatlerde şekerleme yaparsın?

We've nearly finished preparations. How about taking a nap?

Biz neredeyse hazırlıkları bitirdik. Bir şekerleme yapmaya ne dersin?

I did my homework after I took a nap.

Kısa bir uykudan sonra ödevimi yaptım.

Tom enjoys taking a nap in the early afternoon.

Tom öğleden sonra erken saatlerde şekerleme yapmayı sever.

I often take a nap at about 2:30.

- Sıklıkla saat 2.30'da kısa bir uyku çekerim.
- Sıklıkla saat 2.30'da kestiririm.

Mr. Wang usually has a nap in the meeting room.

Bay Wang genelde toplantı odasında kestirir.

- You need a nap.
- You should be getting some sleep.

Biraz uyumalısın.

If you take a nap here, you'll catch a cold.

Burada şekerleme yaparsan üşütürsün.

I may give up soon and just take a nap.

Yakında bırakabilirim ve biraz uyuyabilirim.

The moment she'd finished, she lay down for a nap.

Bitirdiği an, o, bir şekerleme için uzandı.

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered.

Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

Tom usually takes a three-hour nap in the early afternoon.

Tom genellikle öğleden sonranın başlarında üç saatlik bir şekerleme yapar.

Feeling tired from walking in the countryside, he took a nap.

Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Since Tom had a little free time, he took a nap.

Tom'un az boş zamanı olduğu için şekerleme yaptı.

Let one of us keep watch while another takes a nap.

Diğeri şekerleme yaparken bizden biri nöbet tutsun.

Tom very often takes a nap for an hour after lunch.

Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.

He very often takes a nap for an hour after lunch.

Çoğu zaman öğle yemeğinin ardından bir saat kestirir.

- I want to take a nap.
- I want to have a kip.

- Şekerleme yapmak istiyorum.
- Kestirmek istiyorum.

Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

- Tom was taking a snooze.
- Tom dozed.
- Tom was taking a nap.

Tom bir şekerleme yapıyordu.

Tom strung up a hammock between two trees and took a nap.

Tom iki ağaç arasına bir hamak kurdu ve şekerleme yaptı.

I laid down for a short nap and fell asleep for two hours.

Biraz kestirmek için uzandım ve iki saatlik bir uykuya daldım.

- I'm going to have a siesta.
- I am going to have a nap.

Ben bir siesta yapacağım.

He laid down by the wayside and took a nap under a tree.

O yol kenarına uzandı ve bir ağacın altında biraz kestirdi.

A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.

If you didn't get enough sleep last night, you should take a nap.

Geçen gece yeterince uyumadıysan bir şekerleme yapmalısın.

- I may give up soon and just nap instead.
- Maybe I'll just give up soon and take a nap instead.
- I might give up soon and have a kip instead.

Belki sadece yakında vazgeçeceğim ve onun yerine şekerleme yapacağım.

When I need to nap for four hours in the middle of the day?

hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

He tried to make up for his lack of sleep by taking a nap.

Kestirerek uykusuzluğunu gidermeye çalıştı.

- My mother takes a nap every afternoon.
- My mother has a kip every afternoon.

Annem her öğleden sonra bir şekerleme yapar.