Examples of using "Swept" in a sentence and their turkish translations:
Tom zemini süpürdü.
Biri kileri süpürdü.
Zemini süpürdüm.
Zemini süpürdüm.
Hizmetçi yeri sildi.
Ben mutfak zeminini süpürdüm.
Senin için evle cadde arasındaki yolu süpürdüm.
- Tom Mary'nin ayaklarını yerden kesti.
- Tom, Mary'yi çok heyecanlandırdı.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
Kızın aklını başından aldı.
Tom ayaklarımı yerden kesti.
Küçük mağara temizlenmiş oldu
Odanın süpürülmesini buyurdu.
Verandadan dökülen kirleri süpürdü.
Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.
Tom evdeki her odayı süpürdü.
Mutfakta zemini süpürdüm.
Bir şefkat dalgası onu sardı.
öfkeli zırhlı lider onları kenara çekmeden önce oku birkaç kez ayarlayabildiler.
Büyük bir dalga adamı bottan attı.
En son ne zaman avluyu süpürdün?
Bu sorunlar halının altına süpürülmemelidir.
Soğuk hava patlaması evi sardı.
Narendra Modi genel seçimleri ezici bir güçle kazandı.
Bayan Jones, odanın öğlene kadar süpürülmesini emretti.
Mary bulaşıkları yıkarken, Tom mutfak zeminini süpürdü.
Bunlar ciddi sorunlar. Onlar halının altına süpürülmemeli.
Ayağımı yerden kestin.
Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.
Bu saklanan ve ailelerde utanca neden olan bir konuydu.
Mary ellerini yıkarken alyansı su borusuna kaçtı.
Yönetici en kısa sürede bütün odaların temiz süpürülmesini emretti.
Bir soğuk hava dalgası Avrupa'ya yayıldı.