Examples of using "Sweeping" in a sentence and their turkish translations:
Balkonu süpürüyorum.
Tom odasını süpürüyor.
Ben avluyu süpürüyorum.
Tom yeri süpürmeye devam etti.
Tom sundurmayı süpürüyor.
Onu odayı süpürürken görüyorum.
Babam garajı süpürüyor.
- Boston'da son moda bu.
- Boston'u saran son çılgınlık bu.
- Boston'u kasıp kavuran yeni akım bu.
nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,
Odayı süpürmek kızımın işidir.
Onun müziği tüm ülkeye yayılıyor.
Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
Sen sadece hayat sorunlarını halının altına süpürüyorsun.
Tom eline bir süpürge alıp süpürmeye başladı.
Yeni yönetim biçimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a geniş kapsamlı yetki veren değişikliklere izin veriyor.