Examples of using "Stain" in a sentence and their turkish translations:
Bu leke neyindir?
Bu mor leke nedir?
Kan lekesi çıkarılamaz.
Bu leke çıkmaz.
O ne tür bir leke?
Lekeyi ovarak çıkaramadım.
Bu leke asla çıkmayacak.
Bu leke kolay çıkmaz.
Bu lekeyi çıkarmak imkansız olacak.
- Yakanda bir leke var.
- Senin yakanda leke var.
Senin kravatında bir kahve lekesi var.
Bu mürekkep lekesi yıkayarak çıkmaz.
Kahve lekesini çıkarmak zordu.
Mürekkep lekesi, yıkayarak çıkarılamaz.
Kahve lekesi halıyı mahvedecek mi?
Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.
Kazağında büyük bir leke var.
Gömleğinde bir sos lekesi vardı.
Biz gömleği yıkadıktan sonra leke kayboldu.
Kazağında büyük bir leke var.
Şarap halı üzerinde kalıcı bir leke bıraktı.
Bu lekeyi çıkarmak zor olacak.
Bu lekeyi hiç çıkaramayacağız.
Tom gömleğindeki lekeye şaşkınlık içinde baktı.
Yeşil elbisenden lekeyi çıkaramadım.
Bu lekeyi temizleyebileceğimi sanmıyorum.
Bence bu mürekkep lekesi çıkar.
Çıkartılan leke hala etekte görünüyor.
Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.
Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
- Soykırım tarihi, dünya tarihinde sınırsız karanlık bir noktadır.
- Holokostun tarihi dünya tarihinde sınırsız karanlık bir ayıptır.