Examples of using "Squeeze" in a sentence and their turkish translations:
Tetiğe bas.
Parmaklarımı sıkın lütfen.
Onları nerede sıktın?
- Beni de araya sıkıştırabilir misin?
- Bana vakit ayırabilir misin?
Tom, Mary'nin elini sıktı.
Bu portakalı sıkamam. Kuru.
Stresli olduğumda, topu sıkarım.
Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?
Yeni arkadaşımla tanışmanı istiyorum.
Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı.
O, portakalın suyunu sıkmaya çalıştı.
Bir portakaldan sıktığında ne kadar su çıkarabilirsin?
Burası biraz fazla daralıyor.
O, portakalın suyunu sıkmaya çalıştı.
Bu portakalın suyunu sıkamıyorum. O kuru.
Tek umudu diğer erkeklerin yanına sokulmak.
O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.
Elinizin bir mengeneye sıkışıp ardından yanması gibi.