Examples of using "Slippery" in a sentence and their turkish translations:
Kaygan.
Aynı zamanda kaygan.
Kaldırım kaygandır.
Gerçekten kaygan.
Çok kaygan.
O kaygan bir eğim.
O gerçekten kaygandı.
Cadde kaygandır.
Yol kaygan.
Yollar kaygandı.
Zemin kaygan.
Yol kaygan.
Kayalar kaygan.
O hâlâ burada gerçekten kaygandı
Zemin çok kaygan.
Kaygan eğim kaçınılmazdır.
Tom bir yılan balığı gibi kaygan.
Cadde ıslak ve kaygandır.
Tabela "Islak olduğunda kaygandır." dedi.
Yol çamurlu ve kaygandı.
- Yer ıslak ve kaygan.
- Yerler ıslak ve kaygan.
Dikkat edin. Güverte kaygan.
- Dikkatli ol. Zemin kaygan.
- Dikkat et. Yer kaygan.
Adımına dikkat et. Zemin kaygan.
Neden otopark çok kaygan?
Yol ıslak ve kaygan.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli olun.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli ol.
Bu biraz zordu, kaygandı, tırmanması tuhaftı,
Vay canına, kayanın burası çok kayganmış.
Hol kaygan, bu yüzden adımlarına dikkat et.
Buz ya da yağ, yolu kayganlaştırabilir.
Kaldırımda buz var ve orası kaygandır.
Yollar kaygan, onun için lütfen dikkatli ol.
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
Zemin ıslak ve kaygan. Dikkatli ol!
Yağmur yağdığında yollar neden kayganlaşıyor?
Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.
Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.
Dört çekerli arabalar kaygan ve ıslak düzeylerde direnebilir.
Bu merdivenler çok kaygan, bu yüzden lütfen dikkatli ol.
Kayalar da aşırı kaygan. Buraya düşmek istemem.
Yağ, zemini kayganlaştırdı ve onun aniden düşüşüne neden oldu.
Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.
Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.