Translation of "Ski" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Ski" in a sentence and their turkish translations:

I ski.

- Ben kayarım.
- Kayak yaparım.

They ski.

- Onlar kayar.
- Kayak yaparlar.

- I can ski.
- I'm able to ski.

Ben kayak yapabilirim.

- I can ski.
- I know how to ski.

Ben nasıl kayacağımı biliyorum.

She can't ski.

O kayak yapamaz.

I can ski.

- Ben kayak yapabilirim.
- Kayak yapabilirim.

Can you ski?

- Kayak yapabilir misin?
- Kayabilir misin?

Tom can't ski.

Tom kayak kayamaz.

Do you ski?

- Kayar mısın?
- Kayak yapar mısın?

I often ski.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

I can't ski.

Kayak yapamam.

- Tom doesn't know how to ski.
- Tom can't ski.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor.

Did you ski yesterday?

Dün kayak yaptınız mı?

Can you ski well?

İyi kayak yapabilir misin?

Ski jumping looks scary.

Kayakla atlama korkutucu görünüyor.

She's a ski instructor.

O bir kayak hocasıdır.

Tom competes in ski races.

Tom kayak yarışında yarışıyor.

I know how to ski.

Ben nasıl kayacağımı biliyorum.

I compete in ski races.

Ben kayak yarışlarında yarışıyorum.

He competes in ski races.

O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.

She competes in ski races.

O, kayak yarışlarında yarışıyor.

Mary competes in ski races.

Mary kayak yarışlarında yarışıyor.

We compete in ski races.

Kayak yarışlarında rekabet ederiz.

They compete in ski races.

Onlar kayak yarışlarında yarışıyorlar.

I want to water ski.

Ben su kayağı yapmak istiyorum.

These are Tom's ski boots.

- Bunlar Tom'un kayak botlarıdır.
- Bunlar Tom'un kayak ayakkabılarıdır.

What's your favorite ski area?

Senin gözde kayak alanın nedir?

Tom is a ski instructor.

- Tom bir kayak öğretmeni.
- Tom bir kayak eğitmeni.

Can you still ski well?

Hâlâ iyi kayak yapabiliyor musun?

- Let's ski.
- Let's go skiing.

Kayak yapalım.

I can't ski very well.

Çok iyi kayak yapamam.

Did you ski last winter?

Geçen kış kayak yaptın mı?

You can ski on that hill.

O tepede kayak yapabilirsin.

She can both ski and skate.

O hem kayak hem paten yapabilir.

Is your brother a ski instructor?

Erkek kardeşin kayak eğitmeni mi?

Tom taught me how to ski.

Tom bana kayak yapmayı öğretti.

Tom took off his ski boots.

Tom kayak botlarını çıkardı.

Tom probably thought I could ski.

Tom muhtemelen kayabileceğimi düşündü.

Tom taught himself how to ski.

Tom kendi kendine kayak yapmayı öğrendi.

I want to buy ski boots.

Ben kayak botları satın almak istiyorum.

Tom is in the ski lodge.

Tom kayak evinde.

The intruder wore a ski mask.

İzinsiz giren kişi bir kayak maskesi takmış.

I don't know how to ski.

- Nasıl kayak kayılacağını bilmiyorum.
- Nasıl kayak yapılacağını bilmiyorum.

Who taught Tom how to ski?

Tom'a nasıl kayak yapacağını kim öğretti?

Sami was wearing a ski mask.

Sami bir kayak maskesi giyiyordu.

- I think Tom doesn't like to ski.
- I think that Tom doesn't like to ski.

Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.

- I don't think Tom likes to ski.
- I don't think that Tom likes to ski.

Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- You will soon be able to ski well.
- You'll soon be able to ski well.

Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.

- Tom said he likes to ski, too.
- Tom said that he likes to ski, too.

Tom da kayak yapmayı sevdiğini söyledi.

- Tom can ski almost as well as Mary can.
- Tom can ski almost as well as Mary.
- Tom can ski about as well as Mary.

Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.

- Tom loves skiing.
- Tom loves to ski.

- Tom kayak sever.
- Tom kayak yapmayı sever.

I want to buy some ski boots.

Ben bazı kayak botları almak istiyorum.

She does not know how to ski.

O, nasıl kayacağını bilmiyor.

We went to the mountains to ski.

Kaymak için dağlara gittik.

I'm looking forward to our ski trip.

Kayak gezimizi iple çekiyorum.

I want to learn how to ski.

Ben kayak yapmayı öğrenmek istiyorum.

We went to the mountain to ski.

- Kaymak için dağa gittik.
- Kayak yapmak için dağa gittik.

You compete in ski races, don't you?

Sen kayak yarışlarında yarışırsın, değil mi?

Tom learned to ski on his own.

Tom kayak yapmasını kendi kendine öğrendi.

- Tom can ski just as well as Mary.
- Tom can ski just as well as Mary can.

- Tom sadece Mary kadar iyi kayabilir.
- Tom Mary kadar iyi kayak yapabilir.

- Tom can ski almost as well as Mary can.
- Tom can ski almost as well as Mary.

Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.

Tom can ski as well as his brother.

Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.

He was able to ski down the slope.

Yamaçtan aşağıya kayabildi.

He can ski as skillfully as his father.

O, babası kadar ustaca kayar.

He could ski well when he was young.

Gençken, iyi kayabilirdi.

At five I was already able to ski.

Beş yaşındayken zaten kayabiliyordum.

Tom broke his leg in a ski race.

Tom bir kayak yarışında bacağını kırdı.

I've been a ski instructor for three years.

Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.

I'd like to rent skis and ski boots.

Kayaklar ve kayak botları kiralamak istiyorum.

This ski wear keeps out the cold wind.

Kayak giysileri soğuk havayı dışarıda tutar.

Two men wearing ski masks entered the bank.

Kayak maskeleri takan iki kişi bankaya girdi.

He can ski as skilfully as his father.

O babası kadar ustaca kayak yapabilir.

Which can you do better, ski or swim?

Hangisini daha iyi yapabilirsin, kayak mı yoksa yüzme mi?

How did you learn to ski so well?

Çok iyi kayak yapmayı nasıl öğrendin?

He can ski as well as his brother.

Erkek kardeşi gibi kayak yapabiliyor.

- Tom was the one who taught me how to ski.
- Tom was the one that taught me how to ski.

Tom bana kayak yapmayı öğreten kişiydi.

I don't ski, but I really like to skate.

Kaymayı sevmem ama patenle kaymayı gerçekten seviyorum.

She asked Bob to teach her how to ski.

O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.

Tom got his neck broken in a ski accident.

Tom bir kayak kazasında boynunu kırdı.

She can ski just as well as her brother.

O erkek kardeşi kadar güzel kayak yapabilir.

Tom is going on a ski trip next weekend.

Tom önümüzdeki hafta sonu bir kayak gezisine gidiyor.

He can ski just as well as his brother.

O, erkek kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.

I want to buy a pair of ski boots.

- Bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- Bir çift kayak ayakkabısı satın almak istiyorum.

A snow gun covered the ski slope with snow.

Kayak pisti bir kar silahıyla vuruldu.

It looks like Tom doesn't know how to ski.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor gibi görünüyor.

Tom doesn't really know how to ski very well.

Tom gerçekten çok iyi kayak yapmayı bilmiyor.

Tom and Mary rode on the ski lift together.

Tom ve Mary telefriğe birlikte bindiler.

Tom asked me to teach him how to ski.

- Tom nasıl kayak kayılacağını ona öğretmemi istedi.
- Tom ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.

Isn't that where I taught you how to water ski?

Bu sana su kayağı yapmayı öğrettiğim yer değil mi?

Ski jumping is popular in Nordic countries and Central Europe.

Kayakla atlama İskandinav ülkeleri ve Orta Avrupa'da popülerdir.

Tom often wears a knit ski cap in the winter.

Tom kışın çoğunlukla örgü kayak şapkası giyiyor.

At five years old he already knew how to ski.

Beş yaşındayken o zaten nasıl kayak kayılacağını biliyordu.

My sister asked me to teach her how to ski.

Kız kardeşim ona nasıl kayılacağını öğretmemi istedi.

Was Tom the one who taught you how to ski?

Tom sana nasıl kayak yapılacağını öğreten kişi miydi?

Which is easier for you to do, skate or ski?

Hangisini yapman daha kolay, paten yapmak mı yoksa kayak yapmak mı?