Translation of "Screaming" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Screaming" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's screaming.
- Tom is screaming.

Tom çığlık atıyor.

Stop screaming.

Bağırmayı bırak.

Who's screaming?

- Kim bağırıyor?
- Bağıran kim?

I'm screaming.

Çığlık atıyorum.

We're screaming.

Biz çığlık atıyoruz.

You're screaming.

Siz çığlık atıyorsunuz.

Mary is screaming.

Mary bağırıyor.

Tom was screaming.

- Tom bağırıyordu.
- Tom çığlık atıyordu.

Someone started screaming.

- Biri bağırmaya başladı.
- Biri çığlık atmaya başladı.

Everyone was screaming.

Herkes çığlık atıyordu.

Mary kept screaming.

Mary çığlık atmaya devam etti.

Tom began screaming.

Tom bağırmaya başladı.

Tom kept screaming.

Tom bağırmaya devam etti.

Tom stopped screaming.

Tom çığlık atmayı durdurdu.

I kept screaming.

Çığlık atmaya devam ettim.

I stopped screaming.

Çığlık atmayı bıraktım.

I started screaming.

Ben bağırmaya başladım.

Sami wasn't screaming.

Sami çığlık atmıyordu.

Sami is screaming.

Sami çığlık atıyor.

Sami heard screaming.

Sami çığlık duydu.

- He's screaming, not singing.
- He is screaming, not singing.

O şarkı söylemiyor, bağırıyor.

- Tom began screaming.
- Tom started screaming.
- Tom started yelling.

Tom bağırmaya başladı.

She's screaming, not singing.

O şarkı söylemiyor, çığlık atıyor.

The baby is screaming.

Bebek çığlık atıyor.

The crowd was screaming.

Kalabalık çığlık atıyordu.

I heard you screaming.

Senin çığlık attığını duydum.

I felt like screaming.

Canım bağırmak istedi.

He's screaming, not singing.

O şarkı söylemiyor, bağırıyor.

We heard screaming outside.

Biz dışarıda çığlık duyduk.

Her mother started screaming.

Onun annesi çığlık atmaya başladı.

Stop screaming at me!

Bana bağırmayı durdur!

Tom won't stop screaming.

Tom çığlık atmayı durdurmayacak.

Tom started screaming again.

Tom yeniden bağırmaya başladı.

The babies are screaming.

Bebekler ağlıyorlar.

I heard him screaming.

Onun bağırdığını duydum.

Tom could hear screaming.

Tom çığlık atanı duyabildi.

Tom heard someone screaming.

Tom birinin bağırdığını duydu.

Tom heard Mary screaming.

- Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını işitti.

The people were screaming.

İnsanlar çığlık atıyordu.

I hear some screaming.

Bazılarının çığlık attığını duyuyorum.

Layla just kept screaming.

Leyla sadece çığlık atmaya devam etti.

Sami was just screaming.

Sami sadece çığlık atıyordu.

Sami heard Layla screaming.

Sami, Leyla'nın çığlık attığını duydu.

- Tom said he heard someone screaming.
- Tom said he heard somebody screaming.
- Tom said that he heard someone screaming.

Tom birinin çığlık attığını duyduğunu söyledi.

- Both Tom and Mary were screaming.
- Tom and Mary were both screaming.

Hem Tom hem de Mary çığlık atıyordu.

He is screaming a lot.

O çok bağırıyor.

Mary and Jane are screaming.

Mary ve Jane bağırıyor.

Evidently her mother started screaming.

Açıkça onun annesi bağırmaya başladı.

Tom began screaming in pain.

Tom acı içinde bağırmaya başladı.

Tom was screaming in pain.

Tom acı içinde bağırıyordu.

All the women were screaming.

Bütün kadınlar çığlık atıyorlardı.

Tom and Mary are screaming.

Tom ve Mary çığlık atıyorlar.

Stop screaming like a girl.

Bir kız gibi bağırmayı kes.

Stop screaming in my ears.

- Kulaklarıma bağırmayı durdur.
- Kulaklarıma bağırmayı kes.

He came kicking and screaming.

Tekmeleyerek ve bağırarak geldi.

Dan was screaming and yelling.

Dan çığlık atıp bağırıyordu.

Tom kept screaming for help.

Tom yardım için bağırmaya devam etti.

The baby is still screaming.

Bebek hâlâ bağırıyor.

Tom started screaming for help.

Tom yardım için bağırmaya başladı.

Tom started screaming at Mary.

Tom, Mary'ye bağırmaya başladı.

Tom kept screaming Mary's name.

Tom, Mary'nin adını bağırmaya devam ediyordu.

Tom was screaming and yelling.

Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.

Tom was screaming and crying.

Tom çığlık atıp ağlıyordu.

There was lots of screaming.

Bir sürü çığlık vardı.

Layla was screaming for help.

Leyla yardım için çığlık atıyordu.

Layla was screaming and struggling.

Leyla çığlık atıyor ve mücadele ediyordu.

A neighbor heard Tom screaming.

Tom'u bir komşusu çığlık atarken duymuş.

I didn't hear any screaming.

- Hiç çığlık duymadım.
- Hiç çığlık işitmedim.

Tom started screaming and yelling.

- Tom çığlık atmaya ve bağırmaya başladı.
- Tom çığlık atıp bağırmaya başladı.

Tom and Mary were screaming.

Tom ve Mary çığlık atıyorlardı.

- Tom said he heard Mary screaming.
- Tom said that he heard Mary screaming.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunu söyledi.

The baby was kicking and screaming.

Bebek tekmeliyordu ve çığlık atıyordu.

My lungs were screaming for air.

Ciğerlerim hava için çığlık atıyordu.

Tom woke from his nightmare, screaming.

Tom çığlık atarak kabustan uyandı.

I heard someone screaming my name.

Birinin adımı çığlık attığını duydum.

Why are you screaming at me?

Neden bana bağırıyorsun?

I freaked out and started screaming.

Korktum ve bağırmaya başladım.

This guy is screaming at me.

Bu adam bana bağırıyor.

- I heard screaming.
- I heard screams.

Çığlık duydum.

- I heard screaming.
- I heard yelling.

Bağırmayı duydum.

Layla just started screaming and crying.

Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı.

- Layla was yelling.
- Layla was screaming.

Leyla çığlık atıyordu.

Layla just kept screaming for help.

Leyla sadece yardım için bağırmaya devam etti.

Layla was just crying and screaming.

Layla sadece ağlayıp çığlık atıyordu.

Tom heard Mary screaming for help.

Tom Mary'nin yardım için çığlık attığını duydu.

Sami heard a lot of screaming.

- Sami birçok çığlık duydu.
- Sami birçok çığlık işitti.

She started screaming, and I ran away.

O bağırmaya başladı ve ben kaçtım.

I heard screaming in the next room.

Yan odada çığlık duydum.

The wind sounds scary, like screaming ghosts.

Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.

Stop screaming! You're giving me a headache.

Kes bağırmayı! Başımı ağrıtıyorsun.

The kids were screaming and bouncing everywhere.

Çocuklar her yerde bağırıyorlardı ve zıplıyorlardı.

Great, another baby screaming on the airplane.

Harika, uçakta bir bebek çığlığı daha.

- Layla started to scream.
- Layla started screaming.

Leyla çığlık atmaya başladı.

A neighbor said he heard Tom screaming.

Bir komşu Tom'un çığlık attığını duyduğunu söyledi.

Sami was screaming and everyone could hear.

Sami çığlık atıyordu ve herkes duyabiliyordu.

- Tom said he heard somebody screaming.
- Tom said that he heard someone screaming.
- Tom said that he heard somebody yelling.
- Tom said that he heard somebody screaming.

Tom birilerinin bağırdığını duyduğunu söyledi.

I am screaming because I saw a mouse!

Çığlık atıyorum çünkü bir fare gördüm!