Translation of "Scarf" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Scarf" in a sentence and their turkish translations:

- She is knitting a scarf.
- He is knitting a scarf.

O bir eşarp örüyor.

"A red silken scarf,

"Kırmızı ipeksi bir eşarp,

I like your scarf.

Atkını beğeniyorum.

I love that scarf.

O eşarbı severim.

She liked the scarf.

Eşarbı beğendi.

I forgot my scarf.

Atkımı unuttum.

My scarf is blue.

- Atkım mavi.
- Şalım mavi.
- Eşarbım mavi.

This scarf feels soft.

Bu eşarp yumuşak hissettiriyor.

That scarf is ugly.

O eşarp kötü.

Tom liked the scarf.

Tom fuları beğendi.

- Tom bought a scarf for Mary.
- Tom bought Mary a scarf.

Tom, Mary için bir eşarp satın aldı.

- I bought Mary a scarf.
- I bought a scarf for Mary.

Mary'ye bir eşarp aldım.

Tom has a silk scarf.

Tom'un ipek bir atkısı var.

He is knitting a scarf.

O bir eşarp örüyor.

What color is Mary's scarf?

Mary'nin eşarbı ne renk?

Mary is knitting a scarf.

Mary bir eşarp örüyor.

Tom bought Mary a scarf.

- Tom, Mary'ye bir başörtüsü satın aldı.
- Tom, Mary'ye bir eşarp satın aldı.

Tom wore a thick scarf.

Tom kalın bir fular giydi.

I bought a new scarf.

- Yeni bir atkı aldım.
- Yeni bir atkı satın aldım.
- Yeni bir şal aldım.
- Yeni bir şal satın aldım.
- Yeni bir eşarp aldım.
- Yeni bir eşarp satın aldım.

- Mary is knitting a scarf for Tom.
- Mary is knitting Tom a scarf.

Mary, Tom için bir atkı örüyor.

She wore a dark blue scarf.

O koyu mavi bir eşarp taktı.

Don't you like my yellow scarf?

Sarı eşarbımı beğenmiyor musunuz?

Put this scarf around your neck.

Bu atkıyı boynuna koy.

Why are you wearing that scarf?

O eşarbı neden takıyorsun?

Here, take my coat and scarf.

İşte, ceket ve eşarbımı al.

Mary is knitting Tom a scarf.

Mary Tom'a bir kaşkol örüyor.

You're coughing, better bring a scarf.

Öksürüyorsun, daha iyi bir atkı getir.

Do you have a blue scarf?

Mavi bir atkın var mı?

Layla is wearing a new scarf.

Leyla yeni bir eşarp giyiyor.

This scarf was knitted by Mary.

Bu atkıyı Mary ördü.

My friend gave me a silk scarf.

Arkadaşım bana bir ipek eşarp hediye etti.

She has a scarf around her neck.

Onun boynunda bir eşarbı var.

Tom adjusted the scarf around his neck.

Tom eşarbı boynuna ayarladı.

Where did you get that orange scarf?

O turuncu atkıyı nereden aldın?

Tom wanted to buy Mary a new scarf.

Tom Mary'ye yeni bir eşarp almak istiyordu.

I'm the one who gave Tom that scarf.

Tom'a o atkıyı veren kişi benim.

Mary had a black scarf around her neck.

Mary'nin boynunda siyah bir eşarp vardı.

Mary wore a red scarf around her neck.

Mary boynuna kırmızı bir eşarp giydi.

She wore a red scarf around her neck.

- Boynuna kırmızı bir atkı takmıştı.
- Boynuna kırmızı bir eşarp bağlamıştı.

I bought that scarf we looked at yesterday.

Dün baktığımız fuları satın aldım.

Tom bought a scarf for Mary on Monday.

Tom pazartesi günü Mary için bir eşarp aldı.

The girl had a long scarf around her neck.

Kızın boynunun etrafında uzun bir eşarp vardı.

She chose a scarf to wear with the dress.

Elbiseyle takmak için bir eşarp seçti.

That girl who's wearing a scarf is a virgin.

Bir eşarp takan o kız bakire.

40 Euros for a scarf? Don't you have anything cheaper?

Bir eşarp için 40 Euro mu? Daha ucuz bir şeyiniz yok mu?

Tom tried to convince Mary to knit him a scarf.

Tom Mary'nin ona bir atkı örmesi için onu ikna etmeye çalıştı.

How often does Tom wear that scarf you gave him?

Tom ona verdiğin o atkıyı ne sıklıkta takıyor.

I'm really sorry, but I seem to have misplaced your scarf.

Gerçekten üzgünüm, ama atkını yanlış yere koymuş gibi görünüyorum.

I bought a scarf for my grandfather for his 88th birthday.

88. doğum günü için büyükanneme bir eşarp aldım.

I've been looking for a nice satin scarf like that for aeons.

Uzun süredir böyle güzel bir saten fular arıyorum.

I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.

Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.

I bought a scarf for my grandfather on my father's side's 88th birthday.

Babam tarafının 88. doğum gününde dedem için bir atkı aldım.

Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.

Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.

When Tom told Chris he didn't like her scarf, she got rid of it.

Tom Chris'e onun eşarbını sevmediğini söylediğinde, o ondan kurtuldu.

Tom told Mary he didn't like her scarf, so she got rid of it.

Tom Mary'ye onun eşarbından hoşlanmadığını söyledi, bu yüzden o ondan kurtuldu.

I would like to buy a present for my wife. I thought about a scarf.

Eşim için bir hediye almak istiyorum. Bir eşarp düşündüm.

Marian is wearing a black leather jacket, a purple scarf, and purple pants.The outfit looks great on her.

Marian siyah deri ceket, mor eşarp ve mor pantolon giyiyor. Kıyafeti onun üzerinde harika görünüyor.

The label on my scarf says, "Wash and iron inside out." I wonder how I'm supposed to do that.

Eşarbımdaki etiket "Yıka ve tersyüz ütüle" diyor. Bunu nasıl yapmam gerektiğini merak ediyorum.