Translation of "Knitting" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Knitting" in a sentence and their turkish translations:

- Tom likes knitting too.
- Tom likes knitting, too.

Tom'da örgü örmeyi sever.

- She is knitting a scarf.
- He is knitting a scarf.

O bir eşarp örüyor.

What are you knitting?

Ne örüyorsun?

Daddy's knitting a sweater.

Babam bir kazak örüyor.

She is knitting a sweater.

O, bir kazak örüyor.

He is knitting a scarf.

O bir eşarp örüyor.

Mary is knitting a sweater.

Mary bir kazak örüyor.

Mary is knitting a scarf.

Mary bir eşarp örüyor.

Tom is knitting a sweater.

Tom bir kazak örüyor.

- Mary is knitting a scarf for Tom.
- Mary is knitting Tom a scarf.

Mary, Tom için bir atkı örüyor.

The girl is skillful at knitting.

Kız örgü örmede yeteneklidir.

She was busy with her knitting.

O, örgüsüyle meşguldü.

Mary is knitting Tom a sweater.

Mary Tom'a bir kazak örüyor.

I pulled out my knitting needles.

Örgü şişlerimi çıkardım.

Mary pulled out her knitting needles.

Maria örgü şişlerini çıkardı.

Have you finished knitting that sweater?

O kazağı örmeyi bitirdin mı?

Mary is knitting Tom a scarf.

Mary Tom'a bir kaşkol örüyor.

Mary knows nothing of sewing or knitting.

Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.

Mary is knitting a sweater for Tom.

Mary Tom için bir kazak örüyor.

Are you really knitting Tom a sweater?

Gerçekten Tom'a bir kazak mı örüyorsun?

- She likes to knit.
- He likes knitting.

Örgü örmeyi seviyor.

My sister has been knitting since this morning.

Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.

She put her knitting aside and stood up.

Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

She is knitting a sweater for her boyfriend.

Erkek arkadaşı için bir kazak örüyor.

My mother is knitting me a new sweater.

Annem bana yeni bir kazak örüyor.

- Mary pulled out her knitting needles and began to knit.
- Mary pulled out her knitting needles and started to knit.

Mary örme şişlerini çıkardı ve örmeye başladı.

She spent many days knitting a sweater for him.

Ona bir kazak örmek için günler harcadı.

Mary had been knitting for an hour when I called.

Mary ben aradığımda bir saattir örgü örüyordu.

Many a day did she spend knitting a sweater for him.

Onun için bir kazak örerek bir günden fazla harcadı.

She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.

Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.

Mrs. Rachel Lynde was sitting at her kitchen window, knitting a quilt.

Bayan Rachel Lynde mutfak penceresinde bir yorgan örerek oturuyordu.

Tom sat next to Mary and read a book while she sat there knitting.

Tom, Mary'nin yanında oturdu ve o orada oturup örgü örerken bir kitap okudu.