Translation of "Reward" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Reward" in a sentence and their turkish translations:

I'll reward you.

Ben seni ödüllendireceğim.

With a financial reward.

ilk katılımı başlattık.

Change what we reward

neyi ödüllendirdiğimizi değiştirelim

Is there a reward?

Bir ödül var mı?

Here is your reward.

İşte senin ödülün.

No risk, no reward.

Risk yoksa ödül de yok.

Tom deserves a reward.

Tom bir ödülü hak ediyor.

For a 10 dollar reward.

üç alıştırma belirledik.

You shall have a reward.

Siz bir ödül alacaksınız.

Let's give Tom his reward.

Tom'a ödülünü verelim.

Every effort deserves a reward.

Her çaba ödülü hak ediyor.

A reward is being offered.

Bir ödül sunuluyor.

Virtue is its own reward.

Fazilet onun kendi mükafatıdır.

The gods will reward you.

Tanrılar sizi ödüllendirecekler.

He put a reward for everyone

Herkese bir ödül koymuştu

Let's split the reward fifty-fifty.

Ödülü yarı yarıya bölüşelim.

You deserve a reward for this.

Bunun için bir ödül hak ediyorsun.

Tom deserves a reward for that.

Tom bunun için bir ödülü hak ediyor.

When do I get my reward?

Ödülümü ne zaman alırım?

I'll get my reward one day.

Bir gün ödülümü alacağım.

- I thought you didn't want the reward.
- I thought that you didn't want the reward.

Senin ödül istemediğini sandım.

When you expect to get a reward,

Bir ödül elde etmeyi umuyorsan

And exercising becomes associated with a reward,

egzersiz yapmanın ödülle ilişkilendirildiğini,

He is entitled to receive the reward.

Ödül almaya hak kazandı.

Stay calm. You'll have your reward tomorrow.

Sakin ol. Yarın ödülünü alacaksın.

He was too proud to accept any reward.

Herhangi bir ödül kabul edemeyecek kadar gururluydu.

Respect for authority and work as its own reward.

otoriteye saygılıdırlar ve öz saygıları için çalışırlar.

Nick is by no means satisfied with the reward.

Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.

Tom, someday I'll reward you for all your patience.

Tom, bütün sabrın için bir gün seni ödüllendireceğim.

He was given a gold watch as a reward.

Ona bir ödül olarak altın bir saat verildi.

Some people like rewarding themselves, not expecting reward from others.

Bazıları kimseden hediye beklemeden kendisini ödüllendirmeyi sever.

Try rewarding yourself and not relying on others for reward.

Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.

He rescued a girl from drowning and was given a reward.

Bir kızı boğulmaktan kurtardığı için ona ödül verildi.

'Well,' said the king, 'what do you desire as your reward?'

"Pekala," dedi kral, "mükafat olarak ne istiyorsun?"

For most people, reward comes from other people, not from themselves.

Çoğu insan için ödül başka insanlardan gelir, kendilerinden değil.

You're like a dog if you always expect reward from others.

Eğer her zaman başkalarından ödül beklersen sen bir köpek gibisin.

Tom offered a reward for the return of his lost dog.

Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.

There will be a reward for the person who finds my dog.

Köpeğimi bulan kişiyi burada bir ödül bekliyor.

The reward of a thing well done is to have done it.

İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.

That was my immediate reward and it was telling me, "You're doing good,"

Bu benim hızlı ödülümdü ve bana "İyi gidiyorsun," diyordu.

And, as you can imagine, all of this change has had its reward.

Ve tahmin edebileceğiniz gibi, tüm değişimlerin mükafatları da oldu.

- To the victor go the spoils.
- After the battle, there is the reward.

Kazanan, parsayı toplar.

A reward will be paid to anyone who brings back the money that he lost.

Kaybettiği parayı geri getiren kim olursa olsun ödül verilecek.

A reward of 50 000 francs was offered for the return of the Mona Lisa.

Mona Lisa'nın dönüşü için 50.000 franklık bir ödül önerildi.

I am against using death as a punishment. I am also against using it as a reward.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

Fetching nearly twice as much gold, the financial reward for black market rhino horn can be an irresistible lure.

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.