Translation of "Publish" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Publish" in a sentence and their turkish translations:

Publish or perish.

Makale yayınlamazsan hiçbir yere varamazsın.

To publish his work.

ve çalışmalarını yayınlamasına

- They refused to publish my book.
- They declined to publish my book.

Onlar kitabımı yayınlamayı reddettiler.

We can't publish this story.

Bu hikayeyi basamayız.

The newspapers didn't publish anything.

Gazeteler bir şey yayımlamadı.

I have to publish my book.

Kitabımı yayınlamak zorundayım.

Finally, I managed to publish it.

Sonunda onu yayınlamayı başardım.

Dan refused to publish Linda's story.

Dan, Linda'nın hikayesini yayınlamayı reddetti.

Dan wanted to publish a book.

Dan bir kitap yayınlamak istedi.

They refused to publish my book.

Onlar kitabımı yayınlamayı reddettiler.

This publisher will publish absolutely anything.

Bu yayımcı kesinlikle her şeyi yayınlayacak.

- I was forced to self-publish my book.
- I was obliged to self-publish my book.

Benim kitabımı kendim yayınlamak zorunda kaldım.

Save students' images and publish them on the internet

öğrencilerin görüntülerini kaydedip internette yayınlayabilirmiş

Her husband plans to publish a new monthly magazine.

Kocası yeni bir aylık dergi yayınlamayı planlıyor.

Dan was under pressure to publish his scientific articles.

Dan bilimsel makalelerini yayımlamak için baskı altındaydı.

Wanting to publish a paper, this was a real problem.

genç bir araştırmacının gözünde gerçek bir problemdi.

She would like to publish her experiences in a book.

Başından geçenleri kitaplaştırmak istiyor.

I will publish these kinds of videos about the comments from time to time.

Yorumlarla ilgili ara sıra bu tarz videolar yayınlayacağım zaten sizlere

And don’t forget that we publish brand new videos every Monday and every Thursday so,

Ve bizim her Pazatesi ve her Perşembe video payştığımızı unutmayın,

And, as always, don’t forget we publish brand new videos every Monday and every Thursday

Ve, her zaman olduğu gibi her Pazartesi ve Perşembe yayınladığımız yepyeni

I'm often told, "publish in English or perish". But, as you can see, I'm still alive.

Sık sık söylüyorum "İngilizce yayınla ya da yok et". Fakat gördüğünüz gibi hala yaşıyorum.

And don´t forget we publish brand new videos every Monday and every Thursday so don´t

Ve her her Pazartesi ve her Perşembe yeni videolar paylaştığımızı unutmayın. Yani

I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world.

Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.