Examples of using "Provide" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen isimleri temin edin.
Lütfen referanslar sağlayın.
Tom ayrıntıları sağlamazdı.
Yardım edebilir miyiz?
Tom müzik sağlayacak.
İşler sağlamalıyız.
Problem çözümümüzün ne kadar iyi gittiği hususunda
İnekler bize süt sağlar.
Açlıktan ölen insanlara yiyecek sağla.
O bilgi sağlamaya söz verdi.
Biz para ihtiyacını karşılıyoruz.
Ben paranın karşılığını vereceğim.
Arılar bize bal temin eder.
Arılar bizim için bal sağlar.
Tom ayrıntıları temin etmeyi reddetti.
Tom daha fazla ayrıntı sağlamadı.
Tom herhangi bir ayrıntı sağlamadı.
Tom herhangi bir açıklama sağlamadı.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
Onlar para için değer sağlarlar.
- İçki ve tatlı sunacağız.
- İçki ve tatlı sağlayacağız.
- Tom bir cevap vermedi.
- Tom bir cevap sağlamadı.
Bir örnek verebilir misin?
Biz gelecek için bulundurmalıyız.
Beklenmedik olayları öngörmeliyiz.
Anne ve babalar, çocukları için koruma sağlarlar.
İnekler bize iyi süt sağlar.
ve ailesine bakması gerektiğini söyler.
Sermaye ve bilgi sağlayabilir.
Olay sonrası basmakalıp sözler söylemekten memnundular,
muhtemel sonucun başarısızlık olduğu probleme bile
için kullanabiliyorlar, bu bilgiyi yardım kuruluşlarına
sağlayarak olacağını düşünürler.
- Okul bize çadır temin edecek.
- Okul bize çadır verecek.
- Ak akçe kara gün içindir.
- Kötü bir gün için tedarikli olmalısın.
Girişim için kim sermaye sağlayacak?
Onun geçindirecek bir ailesi var.
Yağmur ormanları dünyaya birçok faydalar sağlar.
Geçindirecek dört çocuğu var.
Tebdilimekânda ferahlık vardır.
İhtiyacın olan her şeyi sana temin edeceğiz.
İstediğin her şeyi sana sağlayacağız.
Tom Mary'den başka bir örnek vermesini istedi.
Komünizm herkes için iyi konut sağlardı.
Tom kan örneği vermeyi reddetti.
Biz bu yardımı ona sağlayacağız.
Tom daha fazla ayrıntı sağlayamadığını söyledi.
- Bakması gereken büyük bir ailesi var.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.
Birçok kütüphane, kablosuz yerel alan ağını da sağlar.
Ailesine bakmak için çok çalıştı.
O, ailesinin geçimini sağlayamaz.
O sana ihtiyacın olan şeyi bulacak.
- Sana gerekli tüm bilgiyi temin edeceğim.
- Size gerekli tüm bilgiyi sağlayacağım.
Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.
Aspirin baş ağrısı için hızlı bir rahatlama sağlayabilir.
Bahane üretmiyorum, gerekçe buluyorum sadece.
Tom'un karısı onun için bir mazeret temin edecektir.
Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
Ailemin ihtiyaçlarını karşılıyorum.
şu anda güç sıralamasında ilk sırada yer alıyor.
Sihir numaraları bu durumu incelemek için oldukça etkili bir araç
Koyun bize yün verir.
Kurbanlar için yiyecek ve giyecek sağlamalıyız.
Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.
Vali mağdurlara yardım sağlamaya karar verdi.
Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
Biz, yoksullar için gıda ve giysi sağlamalıyız.
Amcamın bakacağı büyük bir ailesi var.
Kurbanlara yiyecek ve elbise sağlamalıyız.
Bazen sorular bize cevaplardan daha fazla bilgi sağlar.
Mary Tom'dan sağlayabileceğinden daha fazlasını istedi.
Bu projenin inşaatı 2000 kişiye iş sağlayacak.
Kötü gün için tedbir almak akıllıca.
Lütfen teklifiniz hakkında daha fazla bilgi sağlar mısınız?
Oh Zeus, çiftlik fazla tahıl sağlamıyor.
Dersler kapsamlı ve farklılaştırılmış bir kelime dağarcığı sağlamalıdır..
Ulusal Sağlık Hizmeti'nin yıllar süren psikoterapi için
Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?
O, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz çalışır.
Tom daha fazla ayrıntı sağlamadı.
Juno Jüpiter'in kutuplarında ilk yakın bakışı sağlayacak.
Sami'nin annesi, oğlu için sağlanacak her şeyi yapardı.
Ressam resimlerini tuvalin üzerine yapar, müzisyenlerse sessizliğin üzerine. Biz müziği sunarız, siz ise sessizliği.
yerine getirememekten zaten kendilerini hatalı buluyor.
İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz.
Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.
O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.
Size beklenen gelirlerin istatistiksel tahminlerini sağlayabilirim.
Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.
Çeşitli halkla ilişkiler kampanyalarına hukuki tavsiye ve strateji önerileri sunuyoruz.
Ben size düşük bir fiyatla iyi yemek sunmayı umuyorum.
O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.