Translation of "Print" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Print" in a sentence and their turkish translations:

You print everything.

Her şeyi yazacaksınız.

You print it!

Yazdır gitsin!

Help me print this.

Bunu yazdırmama yardım et.

Think before you print.

Yazdırmadan önce düşün.

Think before you print this.

Bunu yazdırmadan önce düşün.

I have to print 100 pages.

100 sayfa yazdırmak zorundayım.

The papers didn't print this story.

Gazeteler bu hikayeyi basmadılar.

Please develop and print this film.

Lütfen bu filmi banyo edip yayınlayın.

This book is out of print.

Bu kitabın baskısı tükendi.

They could even print newspapers for women

kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında

Did you read all the small print?

Tüm küçük baskıyı okudun mu?

Can you print that out for me?

Onu benim için yazdırabilir misin?

Can you print it out for me?

Benim için onun çıktısını alabilir misin?

This print is too small to read.

Bu baskı, okumak için fazla küçük.

I saw sorrow's print upon her face.

Onun yüzünde keder izi gördüm.

Please print this email only if necessary.

Bu e-postayı lütfen sadece gerekirse yazdırın.

Do you really need to print that?

Gerçekten onu yazdırman gerekiyor mu?

Please print only if necessary and recycle.

Lütfen sadece gerekirse bastırın ve geri dönüştürün.

Do you really need to print this?

Gerçekten bunu yayınlaman gerekiyor mu?

Can you print this document for me?

Bu belgeyi benim için yazdırabilir misin?

Can't the government just print more money?

Hükümet daha fazla para basamaz mı?

Do you really need to print this email?

Gerçekten bu e-postayı yazdırman gerekiyor mu?

This machine can print sixty pages a minute.

Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

Tom finds it difficult to read small print.

Tom küçük baskıyı okumayı zor buluyor.

Can you print out this document for me?

Bu belgeyi benim için yazdırır mısın?

Let us print the image of eternity on our life.

Sonsuzluğun imajını hayatımız üzerine basalım.

The printer in Peter's office is broken and doesn't print anymore.

Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor.

Will women dare to use their feminine print into the working environment?

kadınlar dişilliği çalışma ortamlarına katmaya cüret edebilecekler mi?

Please consider the environment - do you really need to print this email?

Çevreyi düşünün lütfen - gerçekten bu e-postayı yazdırmanız gerekiyor mu?

This book, which was once a best seller, is now out of print.

- Bir zamanlar best seller olan bu kitap artık baskı dışıdır.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.

I want to buy a copy of the book, but it is out of print.

Kitabın bir kopyasını almak istiyorum ama baskısı tükenmiş.

This Daumier print is the most beautiful thing that I have bought as a souvenir of Paris.

Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.