Examples of using "Print" in a sentence and their turkish translations:
Her şeyi yazacaksınız.
Yazdır gitsin!
Bunu yazdırmama yardım et.
Yazdırmadan önce düşün.
Bunu yazdırmadan önce düşün.
100 sayfa yazdırmak zorundayım.
Gazeteler bu hikayeyi basmadılar.
Lütfen bu filmi banyo edip yayınlayın.
Bu kitabın baskısı tükendi.
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
Tüm küçük baskıyı okudun mu?
Onu benim için yazdırabilir misin?
Benim için onun çıktısını alabilir misin?
Bu baskı, okumak için fazla küçük.
Onun yüzünde keder izi gördüm.
Bu e-postayı lütfen sadece gerekirse yazdırın.
Gerçekten onu yazdırman gerekiyor mu?
Lütfen sadece gerekirse bastırın ve geri dönüştürün.
Gerçekten bunu yayınlaman gerekiyor mu?
Bu belgeyi benim için yazdırabilir misin?
Hükümet daha fazla para basamaz mı?
Gerçekten bu e-postayı yazdırman gerekiyor mu?
Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
Tom küçük baskıyı okumayı zor buluyor.
Bu belgeyi benim için yazdırır mısın?
Sonsuzluğun imajını hayatımız üzerine basalım.
Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor.
kadınlar dişilliği çalışma ortamlarına katmaya cüret edebilecekler mi?
Çevreyi düşünün lütfen - gerçekten bu e-postayı yazdırmanız gerekiyor mu?
- Bir zamanlar best seller olan bu kitap artık baskı dışıdır.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.
Kitabın bir kopyasını almak istiyorum ama baskısı tükenmiş.
Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.