Examples of using "Pour" in a sentence and their turkish translations:
- Bana bir içecek!
- Bana bir içki koyun.
Kendine bir içki koy.
- Bana da bir bardak doldur.
- Bana da bir bardak dök.
Patlamış mısır üzerine eritilmiş tere yağını dökün.
Lütfen bana biraz çay doldurun.
Bana bir bardak şarap doldur.
Tom Mary'nin bir içki doldurduğunu söyledi.
Bana biraz su doldurur musun?
Çayı fincana dök.
Bardağıma biraz şarap dök.
Lütfen ona bir bardak bira doldur.
Senin için biraz bira doldurayım mı?
Bana biraz daha şarap dökün, lütfen!
"Je quitterai la Tunisie pour rester moi-meme,"
Tom bardaklara şarap dökmeye başladı.
Lütfen bana biraz şarap doldurur musun?
Şarabı bardağa doldurabilirsin.
Neden kendine içecek bir şey doldurmuyorsun?
Sana bir bardak şarap doldurayım.
Lütfen bana bir fincan kahve koyar mısınız?
Sosu salatanın üzerine dökün ve hafifçe karıştırın.
Ne orada öyle oturup duruyorsun? Şampanyaları döksene!
Bir huni kullanarak sıvıyı doldurabilirsin.
Suyu kaynatın ve onu çayın üstüne dökün.
Biz de günümüzde küle su dökmeyiz sanki
Her zaman iyi bir arkadaşa içini dökebilirsin.
Camın içine sıcak su dökmeyin yoksa cam çatlar.
Bana bir fincan daha kahve doldur ve bir çörek daha yiyeceğim.
Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.
biraz su alıp bunu deliğin içine dökebilirim.
Sonra da bunu döküp dışarı çıkmasını bekleyeceğiz.
Japonya'da kendi biranı doldurmazsın; bunu başka biri senin için yapar.
İçine dolduracak bir şeyin yoksa, bir bardağın ne faydası var?
Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu
Üstlerine tuz dökülünce sümüklü böcekler ölür mü?
biraz su aldıktan sonra deliğe dökerek dışarı çıkarıp o şekilde de alabilirim.
Votka içmek için yeni moda tarzı onu doğrudan göz yuvasına dökmektir. Ancak, böyle yapmak ciddi olarak görüşünüze zarar verebilir.