Examples of using "Potato" in a sentence and their turkish translations:
Tom patates cipsini sever.
Patates cipsleri benim favorimdir.
O patates salatası sever.
Patates salatası sever.
Patates salatasını severim.
Sen patates cipsi yiyorsun.
Patates çorbası içtik.
O bir patates soydu.
O bir patates buğuladı.
- Patates salatasını severim.
- Patates salatasını seviyorum.
- Daha fazla patates cipsi buyurun.
- Patates cipsinden alsana.
Böyle bir televizyon bağımlısı olma.
Televizyon bağımlısı olma.
Sen böyle bir TV bağımlısısın.
Bir patates salatası yedik.
Tom bir patates çiftçisiydi.
Bu buğulanmış patates!
Bugün peynirli köfte yedik.
Patates salatası yapabiliriz.
Tom fırında patates yedi.
Patates cipslerim nerede?
Patates cipsi yedim.
Az pişmiş et ve bir patates, lütfen.
Sen Patates cipsiyle yaşayamazsın.
Onun takma adı "Patates Kralı" ydı.
Patates başka birine ait.
Bu patates salatasını yemeyeceğim.
Bu patates salatası haşlanmış yumurta istiyor.
- Patates salatası haşlanmış yumurta ister.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta konmamış.
Biraz patates çorbası ister misin?
Annem sık sık patates salatası yapar.
Tom yarım paket patates kızartması yedi.
- Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Patates cipsi size iyi gelmez.
- Patates cipsi sana iyi gelmez.
Patates cipsinde çok gıda yok.
"Patate"'ın en eğlenceli kelime olduğunu düşünüyorum.
Patates Japonya'ya ne zaman tanıtıldı?
Tom, parti için patates salatası hazırladı.
Tom patates cipsi yedi ve bira içti.
Yaz zamanı soğuk patates yemeyi severim.
Onlar orada dayanıp patates cipsi yiyorlar.
Tom Mary ve John'a biraz patates cipsi sundu.
Tom Mary'nin patates salatası yapma tarzını seviyor.
Fırınlanmış patatesle biftek istiyorum.
Patates salatası yapmayı düşünüyordum.
Biraz patates salatası yapmayı düşünüyordum.
Patates hasatımız bu yıl çok iyi.
- Leyla, parti için bir patates salatası hazırladı.
- Leyla, parti için bir patates salatası yaptı.
Büyük Frederick patatesi Prusya'ya tanıttı.
Patates cipsi yemeye başlarsam, duramam.
Ben biraz patates cipsi yedim.
Tom patates salatası yapmak için patates haşlıyor.
Tom patates cipsi yiyor.
İspanyol omletlerini de severim!
Tom ve Mary televizyon izliyorlar ve patates cipsi yiyorlar.
İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.
Bizim üçümüz sosisli sandviç ve patates salatası yedi.
Bir torba patates cipsini tek başıma yedim.
Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.
Tom teyzesi Mary ve onun lezzetli patates salatasını seviyordu.
Üç yıldan daha fazla bir süredir patates cipsi ile geçiniyorum.
Bu patates cipsi, size daha fazlasını istetecek kadar yeterince iyi.
Bir televizyon bağımlısı benim olmak istemediğim bir şey.
- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağıydı.
- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağı idi.
Patatesleri sıradan bir bıçak yerine patates soyacağı ile soymayı tercih ederim.
Patatesin Nepal'e tanıtılması, nüfusu bir nesil içinde ikiye katladı.
Uzun süre hasta olduktan sonra, Jane televizyon bağımlısı oldu.
Tom sadece tüm torba patates cipsini yemekten kendini tutamadı.
Yıkıcı bir patates yanıklığı ve kıtlık İrlandayı 1840 yılında vurdu.
Patates cipsi yemeye nazaran patlamış mısır yemenin daha sağlıklı olması muhtemeldir.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
Lütfen patates cipslerini kaseye koy. Onları direkt olarak torbadan yeme.