Translation of "Picked" in Turkish

- I picked one.
- I picked one up.

Ben bir tane aldım.

She picked flowers.

O, çiçekleri topladı.

I picked one.

Ben bir tane aldım.

- Tom picked up the coin.
- Tom picked up the coins.
- Tom picked up a coin.

Tom parayı aldı.

- I just picked it up.
- I just picked them up.

Ben sadece onu aldım.

- Tom picked up his books.
- Tom picked his books up.

Tom kitaplarını aldı.

- Tom picked up his mail.
- Tom picked his mail up.

Tom postasını aldı.

- Tom picked up his keys.
- Tom picked his keys up.

Tom anahtarlarını aldı.

- Tom picked up his toys.
- Tom picked his toys up.

Tom oyuncaklarını aldı.

- Tom picked up the magazine.
- Tom picked the magazine up.

Tom dergiyi aldı.

So, you picked gutweed?

Yosunu mu seçtiniz?

Tom picked the lock.

Tom kilidi sivri bir şeyle açtı.

We've picked the winners!

Biz kazananları seçtik!

I picked Tom's pocket.

Tom'un cebini soydum.

Tom picked some flowers.

Tom birkaç çiçek topladı.

I'm being picked up.

Ben arabayla alınacağım.

My pocket was picked.

Cebim soyuldu.

Who picked the corn?

Mısırı kim topladı?

Nobody picked on me.

Kimse beni almadı.

Tom picked Mary up.

Tom, Mary'yi aldı.

Tom picked the fight.

Tom kavgayı seçti.

Tom picked the song.

Tom şarkıyı seçti.

I picked the lock.

Ben kilidi aldım.

- Somebody must've picked it up.
- Somebody must have picked it up.

Biri onu almış olmalı.

- Tom picked up the remote.
- Tom picked up the remote control.

Tom uzaktan kumandayı aldı.

- I picked him up from school.
- I picked him up at school.

Onu okuldan aldım.

He picked flowers for her.

O, onun için çiçek topladı.

He picked up a stone.

O bir taş aldı.

He picked it up carefully.

O, onu dikkatle aldı.

He picked up the book.

O, kitabı aldı.

He picked up the phone.

O ahizeyi aldı.

She picked up a coin.

O bir para buldu.

She picked up a stone.

O, bir taş aldı.

She picked me an apple.

O bana bir elma kopardı.

Tom picked up the phone.

Tom telefona cevap verdi.

Tom picked up a folder.

Tom bir klasörü aldı.

Tom picked his words carefully.

Tom sözlerini dikkatlice seçti.

She picked many beautiful flowers.

O, bir sürü güzel çiçek topladı.

Tom hasn't picked up anything.

Tom hiçbir şey almadı.

I've already picked my successor.

Ben zaten halefimi seçtim.

I picked these flowers myself.

Bu çiçekleri kendim topladım.

I picked you some flowers.

Sana birkaç çiçek topladım.

You picked Tom, didn't you?

Tom'u aldın, değil mi?

Tom picked up the knife.

Tom bıçağı aldı.

Tom picked up a pencil.

Tom bir kurşun kalem aldı.

You picked a bad time.

Sen kötü bir zaman seçtin.

Tom picked up the cat.

Tom kediyi aldı.

She picked up beautiful stones.

Güzel taşlar topladı.

You picked a nice one.

Güzel bir tane seçtin.

Tom picked up the coins.

- Tom paraları aldı.
- Tom bozuk paraları topladı.

She picked up the phone.

O, telefonu aldı.

You picked the wrong person.

Yanlış kişiyi aldın.

Tom's wife picked him up.

Tom'un karısı onu aldı.

She picked up her toys.

O, oyuncaklarını aldı.

He picked up his toys.

O, oyuncaklarını topladı.

Tom picked flowers for Mary.

Tom Mary için çiçekler topladı.

Tom picked up a coin.

Tom yerden bir bozuk para aldı.

He picked her at random.

O onu rastgele aldı.

The police picked Tom up.

- Polis, Tom'u yakaladı.
- Polis, Tom'u karakola götürdü.

He picked up the feather.

O, tüyü yerden aldı.

I picked up the cat.

Ben kediyi aldım.

Who picked all the peaches?

Tüm şeftalileri kim topladı?

Who picked all the grapes?

Bütün üzümleri kim topladı?

I picked up a hitchhiker.

Bir otostopçu aldım.

Tom picked up a magazine.

Tom eline bir dergi aldı.

Tom picked up a hitchhiker.

Tom bir otostopçu aldı.

The students picked their classes.

Öğrenciler sınıflarını seçti.

Sami picked up the gun.

Sami silahı aldı.

Sami picked up the girl.

Sami kızı aldı.

Sami picked up the phone.

- Sami telefonu eline aldı.
- Sami telefonu açtı.

Sami's parents picked him up.

Sami'nin ailesi onu aldı.

- I could have picked a better time.
- I could've picked a better time.

Daha iyi bir zaman seçebilirdim.

- Tom picked up his bag and left.
- Tom picked his bag up and left.

Tom çantasını aldı ve gitti.

- Tom picked up Mary at the airport.
- Tom picked Mary up at the airport.

Tom havaalanında Mary'yi aldı.

- Tom carefully picked up the broken glass.
- Tom carefully picked the broken glass up.

Tom kırık bardağı dikkatle aldı.

- Tom picked up the kids after school.
- Tom picked up the children from school.

Tom okuldan sonra çocukları aldı.

These children are being picked up.

Bu çocuklar kaçırılıyor.

The taxi picked up two passengers.

Taksi iki yolcu aldı.

He picked up the ash-tray.

O, kül tablasını aldı.

He picked a fight with me.

O benimle kavga çıkardı.

He picked up a red stone.

O kırmızı bir taş aldı.

Tom picked some flowers for Mary.

Tom Mary için birkaç çiçek topladı.

She picked out three beautiful apples.

O, üç güzel elma seçti.

I picked something up for you.

Sizin için bir şey aldım.

Tom picked a fight with me.

Tom benimle kavga çıkardı.

Tom picked a lot of flowers.

Tom bir sürü çiçek topladı.

Tom picked up the remote control.

Tom uzaktan kumandayı aldı.

Who picked you for this job?

Bu iş için seni kim seçti?

She picked the most expensive dress.

O en pahalı kıyafeti aldı.

I picked Tom up after school.

Okul sonrası Tom'u aldım.

I picked him up at school.

Onu okuldan aldım.