Examples of using "Permit" in a sentence and their turkish translations:
Kalmama izin ver.
İzin gerekli değil.
Bir izin gereklidir.
Ben buna izin veremem.
Buna izin veremem.
Gitmene izin vereceğim.
İznin var, değil mi?
Buna niçin izin vermiyorsun?
Ben böyle yakınlığa izin vermezdim.
Tom sadece öğrencisinin iznini aldı.
Bunun sürmesine izin veremem.
Park iznin var mı?
- Leyla'nın geçici bir sürücü belgesi yok.
- Leyla'nın araba kullanmayı öğrenenlere verilen geçici bir sürücü belgesi yok.
- Tom'un geçici bir sürücü belgesi yok.
- Tom'un araba sürmeyi öğrenenlere verilen geçici bir sürücü belgesi yok.
Tom'un bunu yapmasına izin verme.
Çocuklarımın bunu yapmasına müsaade etmeyeceğim.
Şimdi gitmemize izin verir misin?
Oraya gitmeme izin verir misin?
Kalmama izin ver.
Bu silah için bir ruhsatım var.
Tom'un bunu yapmasına izin vermeyelim.
Tom'un bunu yapmasına izin vermeyeceğim.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin vermemelidir.
Tom'un bunu yapmak için izni var.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin vermezdi.
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin vermiyor.
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin verecek mi?
Tom Mary'nin onu yapmasına izin vermeyecektir.
Bunu yapmana asla izin vermem.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin verecektir.
Onu yapmak için bir izne ihtiyacımız var.
Tom'un onu yapmasına izin vermedim.
Tom onu yapmamıza izin vermeyecek.
İnşaat ruhsatı almam gerekecek.
Kur'an Müslümanların içki içmesine izin vermez. Onların doğal içgüdüleri ahlaki olmalarına izin vermez.
Binaya izinsiz giremezsiniz?
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
Öğretmen erken çıkmama izin vermedi.
Tom öğrencisinin iznini almak üzereydi.
Lütfen size bazı sorular sormama izin verin.
Böcekleri toplamak için bir izin gerekebilir.
Ona izin vermeyeceğim.
Buna izin veremem.
Bir Amerikan hükümeti, Amerikalıların açlıktan ölmelerine izin veremez.
Artık Tom'un bunu yapmasına izin vermeyeceğim.
Tom'un bunu yapmasına neden izin veriyorsunuz?
Tom bunu siz çocukların yapmanıza izin vermez.
Tom, Mary'nin artık bunu yapmasına izin vermeyecektir.
Tom bazen Boston'a gelir.
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin vermezdi.
Tom, Mary'nin bunu bir daha yapmasına izin vermeyecektir.
Onu yapman için sana hiç izin vermeyeceğim.
Tom bunu yapmana izin vereceklerini düşünmüyor.
Tom'un Mary'nin bunu yapmasına izin vereceğini düşünüyor musun?
Tom'un onu yapmasına izin vereceğimi düşünmüyorum.
Organ bağışına izin vermeyen hiç din var mı?
İzinsiz olarak onu yapmana izin verilmez.
Bir iznin var mı?
Nehirde yüzmeme izin vermedi.
Ailen hâlâ sana bunu yapmana izin veriyor mu?
Tom Mary'nin bunu yapmasına izin vermeyecek.
Tom'un Mary'nin bunu yapmasına izin vereceğinden eminim.
Senin onu yapmana asla izin vermeyeceğim.
Onu bir daha yapmana asla izin vermeyeceğim.
Gümüş sırtlı gorilleri görmek için izin aldım.
Tom'un, Mary'nin onu yapmasına izin vereceğini düşünmüyorum.
Kapıcı tiyatroya girmeme izin vermedi.
Konuşmam için izin verirseniz, her şeyi açıklayabilirim.
Gitmene izin vereceğim.
Burada çalışmak istiyorsan, bir izine ihtiyacın var.
İki tane kuş, inşaat izni olmadan bir yuva inşa etti.
O fabrikayı ziyaret etmek için izin almanız gerekecek.
Bir çalışma izni olmadan burada bir iş bulamazsın.
Tom'un bunu yapmama izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.
Tom, Mary'nin John’un bunu yapmasına izin vereceğini düşünmüyor.
Tom asla buna yapmana izin vermeyecektir.
"Vazgeçmek biz kadınların kendimize tanıyabileceğimiz bir lüks değildir.
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
Tom'un bunu yapmasına izin vermemeye ne zaman karar verdin?
- Tom muhtemelen Mary'ye bunu yapma izni vermeyecek.
- Tom muhtemelen bunu yapması için Mary'ye izin vermeyecek.
Oturma iznine ihtiyacım yok, çünkü ben İzlandalıyım.
Ona izin vermeyeceğim.
Öğretmen öğrencilerin konferans salonundan ayrılmasına izin vermedi.
Tom onu yapmamıza izin vermeyecek.
İzinsiz engelli bir bölgeye park etmek için ağır para cezası vardır.
Zaman muhtemelen canlı renklerle hoş bir resmin çekilmesine izin vermedi.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
Tom dün ön ehliyetini aldı, bu yüzden araba sürmeyi pratik yapmak için babası ile birlikte dışarıda.
Tom Mary'nin onu yapmasına izin verecek mi?
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin vermenin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.
Onu yapmana asla izin vermeyeceğim.
Tom artık bunu yapmana izin vermeyecek.
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin verecek.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
Onu bir daha yapmana asla izin vermeyeceğim.
Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin vereceğini düşünmüyor.
Tom Mary'nin onu yapmasına izin vermedi.