Translation of "Normally" in Turkish

0.049 sec.

Examples of using "Normally" in a sentence and their turkish translations:

Breathe normally.

Normal olarak nefes al.

Just breathe normally.

Sadece normal olarak nefes al.

- It's not normally like this.
- It isn't normally like this.

Normalde böyle değil.

Normally, that should work.

Normalde, çalışması gerekir.

I don't normally lie.

Normalde yalan söylemem.

Tom is breathing normally.

Tom normal nefes alıyor.

Tom is walking normally.

Tom normal olarak yürüyor.

Dan wasn't reacting normally.

Dan normal olarak tepki göstermiyordu.

Normally, it takes years.

Normalde yıllar alır.

Lightning normally accompanies thunder.

Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.

I don't normally dance.

Normalde dans etmem.

I eat breakfast here normally.

Normalde burada kahvaltı ederim.

Normally this would be funny.

Normalde bu komik olurdu.

Are you normally this quiet?

Normal olarak bu kadar sessiz misin?

What would you normally do?

Normalde ne yapardınız?

I don't normally do that.

Normalde öyle yapmam.

I don't normally do this.

Bunu normal olarak yapmam.

Tom is normally really quiet.

Tom normalde gerçekten sessiz.

The engine is working normally.

Motor normal biçimde çalışıyor.

Children are normally very positive.

Çocuklar normalde çok olumludur.

That's how it normally works.

Normalde o şekilde çalışır.

I don't normally wear skirts.

Normalde etek giymem.

This is what normally happens.

Normalde böyle olur.

Tom doesn't normally do that.

Tom normalde bunu yapmaz.

In that time, we normally used

O günlerde genellikle

Except it fails to heal normally

güç iyileşmesine kronik yara denir.

Aardvarks are normally confused with anteaters.

Yer domuzları normalde karınca yiyenlerle karıştırılır.

My watch is not working normally.

Saatim normal çalışmıyor.

Normally we sleep in this room.

Normalde bu odada yatıyoruz.

Tom isn't normally a violent person.

Tom normalde şiddetli bir kişi değil.

How do you normally do this?

Normalde bunu nasıl yaparsın?

Just do what you normally do.

Sadece normalde yaptığını yap.

This child has grown up normally.

Bu çocuk normal bir biçimde büyüdü.

Freaks are normally shunned from society.

Ucubeler normal olarak toplumdan kaçtı.

I'm not a rude person normally.

Normalde kaba bir insan değilimdir.

Normally, I'm not afraid of planes.

- Normalde uçaklardan korkmam.
- Normal olarak uçaklardan korkmam.

Tom doesn't normally agree with me.

Tom normal olarak benimle aynı görüşte değil.

Tom did what he normally does.

Tom normalde ne yapıyorsa onu yaptı.

They're too ordinary, they're what normally happens.

Onlar çok sıradandır, normalde olan şeylerdir.

normally if a friend tells you this

normalde bunu size bir arkadaşınız söylese

Normally, I stay at home on Sundays.

Normalde pazar günleri evde kalırım.

How many hours do you normally work?

Normalde günde kaç saat çalışıyorsun?

Fish is normally accompanied by white wine.

Balığa normalde beyaz şarap eşlik eder.

Normally, we don't do that in Spain.

Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.

Normally, I wouldn't have been so busy.

Normalde çok meşgul olmazdım.

I normally have a shower before bed.

Normalde yatmadan önce duş yaparım.

This is the time he normally arrives.

Bu onun normal geldiği zamandır.

I normally don't do things like this.

Normalde böyle şeyler yapmam.

I don't normally do things like this.

- Normalde bu tarz şeyler yapmam.
- Normalde böyle şeyler yapmıyorum.

Normally I take the bus to school.

Normalde okul için otobüse binerim.

If you normally generate electricity from natural gas,

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

As everything progresses normally, a man suddenly appears

Her şey normal şekilde ilerlerken bir anda bir adam ortaya çıkıyor

We can normally conceal our thoughts from others.

Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

Tom normally doesn't show his feelings very much.

Normalde Tom duygularını pek fazla göstermez.

I was raised normally. My parents were decent.

Ben normal biçimde büyütüldüm. Annem ve babam iyiydiler.

I don't normally eat this kind of food.

Normalde bu tür gıda yemem.

I don't normally sing this kind of song.

Ben normalde bu tür şarkıları söylemiyorum.

I normally don't make these kinds of mistakes.

Normalde bu tür hatalar yapmam.

- I'm usually on time.
- I'm normally on time.

Ben genellikle zamanındayım.

They can change the school... they drop out normally.

Okullarını değiştirebiliyorlar, bırakabiliyorlar.

Materials that were normally fire-resistant burst into flame.

normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.

A sentence normally has a subject and a verb.

Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.

People normally breathe 12 to 20 times a minute.

İnsanlar normalde dakikada 12 ile 20 kez arası nefes alır.

What type of music do you normally listen to?

Normalde ne tür müzik dinlersin?

What kind of music do you normally listen to?

Normal olarak ne tür müzik dinlersin?

This verb is normally used only in the third person.

Bu fiil, normalde sadece üçüncü kişi için kullanılmaktadır.

Normally, otter pups move on when their mother gives birth again.

Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.

And this is how you would normally brainstorm for a recipe:

Bu ise normalde sizin yemek yapmak için beyin fırtınası yapmanız:

Strawberries are small, red fruit that are normally eaten in Spring.

Çilekler normalde ilkbaharda yenen küçük, kırmızı meyvelerdir.

Tom seems to be unable to interact normally with other people.

Tom normal olarak diğer insanlarla geçinemiyor gibi görünüyor.

Normally we have to wait for only three or four minutes.

Biz normalde sadece üç ya da dört dakika beklemek zorundayız.

We've had much more snow this winter than is normally the case.

Bu kış normalden çok daha fazla karımız vardı.

I normally get off work at about 8 o'clock in the evening.

Ben normal olarak yaklaşık akşam saat sekizde işten yerinden çıkarım.

- How do you normally do this?
- How do you usually do that?

Genellikle bunu nasıl yapıyorsunuz?

Tom was normally very reliable and his absence from the meeting was inexplicable.

Tom normalde çok güvenilirdi ve onun toplantıya gelmemesinin nedeni açıklanamaz.

Chimpanzees normally have their first child at age 13, humans at age 19.

Normalde şempanzelerin ilk çocuk doğurma yaşı 13, insanlarınsa 19.

- I usually go to school by bus.
- Normally I take the bus to school.

- Okula genellikle otobüsle giderim.
- Normalde okul için otobüse binerim.

Normally, if you write this in the search engine, it should be a missed result

Normalde arama motor'una bunu yazdığınız da cevapsız bir sonuç olması gerekiyor

Normally, which discussion forums do French people use to talk about politics and similar things?

Normal şartlarda, Fransızlar politikadan ya da buna benzer konulardan tartışmak için hangi forumları kullanır?

For example, say you want to buy a sweater that's normally $80. Sweater A is listed

Örneğin, normalde 80 dolar olan bir kazak almak istediğinizi söylüyorsunuz. Kazak A...

- As a rule, we have three meals a day.
- Normally, we eat three times a day.

Kural olarak, günde üç öğün yemeğimiz var.

Normally, I'm a very peaceful man. But if my family is threatened, there's no telling what I'll do.

Normalde ben çok barışsever bir adamım. Ama ailem tehdit edildiğinde benim ne yapacağım hiç belli olmaz.

Normally I eat popcorn and drink Coke when I watch a movie, but this time I'll eat candy.

Normalde bir film izlerken patlamış mısır yerim ve kola içerim ama bu defa şeker yiyeceğim.

The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate.

Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.

There are many people like this in the world. Normally, they're not brave. After getting drunk, they turn brave.

Dünya'da böyle çok insan vardır. Normalde onlar cesur değildir. Hava karardıktan sonra, onlar cesur olur.

Normally this wouldn't worry the pilot, but recently this kind of thing has been happening more and more often.

Normalde bu, pilotu endişelendirmezdi, ama son zamanlarda bu tür şeyler daha sık oluyor.

- I usually get up at six.
- I normally get up at 6 o'clock.
- I usually get up at 6:00.

- Normalde saat 6.00 da kalkarım.
- Ben genellikle altıda kalkarım.
- Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.

- I usually go to school by bus.
- Normally I take the bus to school.
- I usually take a bus to school.

Genellikle bir otobüsle okula gidiyorum.

"How come you're awake, Tom? You're normally still asleep at this time, so I've been told." "I got up early to see you."

Nasıl oldu da sen şimdiden uyanıksın Tom? Genellikle şu anda hâlâ uyursun, bu yüzden bana söylendi. Seni görmek için daha erken kalktım. "