Translation of "Nature" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Nature" in a sentence and their turkish translations:

Or nature, the fluxes of nature, climate change,

Doğayla, doğanın değişimiyle, iklim değişikliğiyle

Art and nature.

Sanat ve doğa için.

Nature cleans itself

Doğa ise kendini temizliyor

Nature is awesome.

Doğa harikadır.

Nature is scary.

Doğa korkutucu.

It's human nature.

İnsanın doğasında var.

I love nature.

Doğayı severim.

Tom loves nature.

Tom doğayı sever.

God or nature.

Tanrı veya doğa.

Nature is changing.

Doğa değişiyor.

Nature is beautiful.

Doğa güzeldir.

Nature is cruel.

Doğa acımasızdır.

Everything in Nature contains all the powers of Nature.

Doğada her şey doğanın tüm güçlerini içermektedir.

Nature doesn't belong to us, we belong to Nature.

Doğa bize ait değil, biz doğaya aidiz.

Nature always renews itself

Doğa her zaman kendini yeniliyor

It's disrespectful to nature.

Doğaya saygısızlık.

We cannot subdue nature.

Doğaya boyun eğdiremeyiz.

Life's nature is cyclic.

Yaşamın doğası döngüseldir.

Life's nature is inexplicable.

Hayatın doğası açıklanamaz.

Nature knows no boundaries.

Doğa hiçbir sınır tanımaz.

Mother Nature is generous.

Tabiat ana cömerttir.

Do you love nature?

Doğayı seviyor musun?

Human's nature scares me.

İnsanın doğası beni korkutur.

What is human nature?

İnsan doğası nedir?

We both like nature.

İkimiz de doğayı seviyoruz.

Nature does nothing uselessly.

Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.

- I am an optimist by nature.
- I'm an optimist by nature.

- Ben doğuştan iyimserim.
- İyimser bir doğam var.

- Tom is by nature an optimist.
- Tom is an optimist by nature.

- Tom doğası gereği iyimserdir.
- Tom doğuştan iyimserdir.

It is regenerative, like nature,

Tıpkı mahvolmuş yeryüzünü dönüştürüp

Not to harm the nature

doğasına zarar vermemek

And any plant in nature

ve doğada herhangi bir bitkinin

Nature is a good mother.

Doğa iyi bir annedir.

We are to preserve nature.

Doğayı korumalıyız.

Mary has a social nature.

- Mary'nin sosyal bir doğası vardır.
- Mary'nin bir sosyal mizacı vardır.

He has a friendly nature.

Onun arkadaş canlısı bir doğası var.

He has a generous nature.

Onun cömert bir doğası var.

She is weak by nature.

O yaratılıştan zayıftır.

He is lazy by nature.

O, doğası gereği tembel.

He has a mild nature.

- Onun ılımlı bir doğası var.
- Yumuşak tabiatlı bir insandır.
- Yumuşak bir tabiatı vardır.

Nature is full of mysteries.

Doğa gizemlerle doludur.

Tom has a forgiving nature.

Tom'un bağışlayıcı bir doğası var.

I have a suspicious nature.

Kuşkucu bir doğam var.

Does genetic engineering improve nature?

Genetik mühendisliği doğayı geliştirir mi?

Humans are part of nature.

İnsanlar doğanın bir parçasıdır.

Nature is cruel and beautiful.

Doğa zalim ve güzeldir.

Nothing in nature is useless.

- Doğada hiçbir şey lüzumsuz değildir.
- Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.
- Doğada hiçbir şey yararsız değildir.

He was assertive by nature.

Doğası gereği iddialıydı.

His doctor is Mother Nature.

Onun doktoru doğa anadır.

Humans are violent by nature.

İnsanlar doğaları gereği serttirler.

- The nature is very rich in Albania.
- In Albania, nature is very wealthy.

Arnavutluk'ta doğa çok zengindir.

- He wants to live closer to nature.
- She wants to live closer to nature.

- O doğaya daha yakın yaşamak istiyor.
- Doğayla daha iç içe yaşamak istiyor.

Those animals can't live in nature

o hayvanlar doğada yaşayamayıp

Let's keep beautiful nature around us.

Çevremizi güzel tutalım.

What's the nature of your problem?

Senin sorununun doğası ne?

He is by nature an artist.

O yaratılıştan bir sanatçı.

What's the nature of your complaint?

Şikayetinin doğası nedir?

What's the nature of your emergency?

Acil durumunun niteliği nedir?

The beauty of nature is precious.

Doğanın güzelliği değerlidir.

Ancient people lived close to nature.

- Eski insanlar doğaya yakın yaşadı.
- Eski insanlar doğayla iç içe yaşıyordu.

Tom is a freak of nature.

Tom bir hilkat garibesi.

Sami had a covert evil nature.

Sami'nin gizli bir kötü mizacı vardı.

Nature never breaks her own laws.

Doğa kendi kanunlarını asla çiğnemez.

There is no equality in nature.

Doğada eşitlik yoktur.

- Nature plays an important role in our life.
- Nature plays a significant role in our life.

Doğa, hayatımızda önemli bir rol oynar.

The shapes that nature so expertly makes,

doğanın ustalıkla yaptığı bu şekiller

Generous and nurturing nature of a species

ve meydan okuyan koruyucu bir türün

Is it nurture or is it nature?

Yetişme şekli midir, fıtrat mı?

According to shamanism, nature is very important

Şamanizm'e göre doğa çok önemlidir

But remember, even for insecticides for nature

ama unutmayın böcek ilacı da olsa doğa için

Nature is like a self-driving car.

Doğa sürücüsüz bir araba gibi.

Which to me translates as anti-nature,

bu da doğa karşıtı demek

Nature is under attack on all fronts.

Doğa bütün cephelerde saldırı altında.

The male ape is intelligent by nature.

Erkek maymun, doğası gereği zekidir.

Nature endowed her with wit and beauty.

Doğa ona zeka ve güzellik vermiş.

He is by nature a generous person.

O doğuştan cömert bir kişidir.

Man is a social animal by nature.

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

She wants to live closer to nature.

- O, doğaya daha yakın yaşamak istiyor.
- Doğayla daha iç içe yaşamak istiyor.

We must keep nature in good condition.

Biz doğayı iyi durumda tutmalıyız.

The balance of nature is very fragile.

Doğanın dengesi çok kırılgandır.

The Japanese live in harmony with nature.

Japonlar doğayla uyum içinde yaşarlar.

Human intervention in nature has no limits.

Doğadaki insan müdahalesinin hiçbir sınırı yoktur.

These are steps of a revolutionary nature.

Bunlar, birer devrim niteliği taşıyan adımlardır.

The nature is very rich in Albania.

Arnavutluk'ta doğa çok zengindir.

I want to be a nature photographer.

Bir doğa fotoğrafçısı olmak istiyorum.

Children don't like people who destroy nature.

Çocuklar doğayı tahrip eden insanlardan hoşlanmazlar.

Fibonacci numbers show up occasionally in nature.

Fibonacci sayıları doğada zaman zaman görünür.

The balance of nature is very vulnerable.

Doğanın dengesi çok hassastır.

I came out here to enjoy nature.

Ben doğanın tadını çıkarmak için buraya geldim.

Tom and Mary watched a nature documentary.

Tom ve Mary bir doğa belgeseli izlediler.

Elves have a strong connection to nature.

Cinlerin doğayla güçlü bir bağlantısı vardır.

Tom has a strong connection with nature.

Tom, doğa ile güçlü bir ilişkiye sahiptir.

Mary has a strong connection with nature.

Mary'nin doğa ile güçlü bir ilişkisi vardır.

Layla's innocent looks masked her true nature.

- Leyla'nın masum görünümü onun gerçek doğasını maskeliyordu.
- Leyla'nın masum görünümü onun gerçek doğasını gizliyordu.

It is too difficult to conquer nature.

Doğayı fethetmek çok zordur.

This medicine is a poison by nature.

Bu ilaç doğal bir zehirdir.