Translation of "Marriage" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Marriage" in a sentence and their turkish translations:

- I'm against the marriage.
- I'm against marriage.

Evliliğe karşıyım.

Marriage is more than a marriage certificate.

Evlilik bir kâğıttan daha fazlasıdır.

After common-law marriage, temporary marriage, and other types of marriage were

Resmi nikâhın ardından, geçici evlilik ve diğer evlilik türleri

Marriage changes people.

Evlilik insanları değiştirir.

I'm against marriage.

Evliliğe karşıyım.

With marriage and procreation.

katı kurallar geliştirdik.

Marriage is a lottery.

Evlilik bir piyangodur.

Our marriage is over.

Evliliğimiz bitti.

My marriage is over.

Evliliğim bitti.

Marriage frightens some people.

Evlilik bazı insanları korkutur.

We're related by marriage.

Biz evlilikle akrabayız.

We're relatives by marriage.

- Biz evlilikle akrabayız.
- Biz sıhri hısımız.

Don't rush into marriage.

Evlenmek için acele etmeyin.

I'm against the marriage.

Ben evliliğe karşıyım.

Will their marriage work?

Onların evlilikleri işe yarayacak mı?

Sami's marriage turned sour.

- Sami'nin evliliği bozuldu.
- Sami'nin evliliği ekşiye döndü.

- Our marriage has come to an end.
- Our marriage is over.

Evliliğimiz bitti.

- Gay marriage is legal here.
- Same-sex marriage is legal here.

Eşcinsel evlilik burada yasaldır.

After marriage and settling abroad

evlilik yapıp yurt dışına yerleşmesinden sonra

Legalization of same-sex marriage.

yasallaştıran kanunu meclisten geçirdi.

Marriage customs differ by country.

Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.

Marriage is a serious matter.

Evlilik ciddi bir konudur.

Your marriage is in trouble.

- Evliliğin sıkıntılı.
- Evliliğin sıkıntıda.

We're working on our marriage.

Evliliğimiz üzerinde çalışıyoruz.

It's a green card marriage.

Bu bir yeşil kart evliliği.

I know all about marriage.

Evlilik hakkında her şeyi biliyorum.

Their marriage is a sham.

Onların evliliği bir aldatmaca.

You saved my marriage, Tom.

Evliliğimi kurtardın, Tom.

I'm saving myself for marriage.

Evlilik için başımın çaresine bakıyorum.

Gay marriage should be legal.

Eş cinsel evliliği yasal olmalıdır.

Should gay marriage be legal?

Eş cinsel evliliği yasal olmalı mı?

Tom's anger hurt their marriage.

Tom'un öfkesi onların evliliğini yaraladı.

She wasn't ready for marriage.

O, evlilik için hazır değildi.

Marriage is a lifelong commitment.

- Evlilik ömür boyu sadakattir.
- Evlilik ömür boyu bağlılıktır.

This is my third marriage.

Bu benim üçüncü evliliğim.

They were having marriage problems.

Onlar evlilik sorunları yaşıyordu.

Their marriage was falling apart.

- Evlilikleri ayrı düşüyordu.
- Evlilikleri dağılıyordu.

Was this an arranged marriage?

Bu görücü usulü bir evlenme miydi?

They have an open marriage.

Açık bir evlilikleri var.

Marriage and relationships are slavery.

Evlilik ve ilişkiler köleliktir.

Sami's marriage has just ended.

Sami'nin evliliği yeni sona erdi.

Sami's daughter conceived before marriage.

Sami'nin kızı evlenmeden önce gebe kaldı.

His anger hurt their marriage.

Öfkesi evliliklerine zarar verdi.

My parents had an arranged marriage.

Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.

It was a beautiful marriage proposal.

Bu güzel bir evlilik teklifiydi.

My father objected to our marriage.

Babam evliliğimize itiraz etti.

I have never alluded to marriage.

Ben asla evliliği kastetmedim.

They congratulated him on his marriage.

Evliliği için onu tebrik ettiler.

I can't even think about marriage.

Evlilik konusunu düşünemiyorum bile.

Marriage is out of the question.

Evlilik söz konusu değil.

Their marriage broke up last year.

Evlilikleri geçen yıl bitti.

She accepted his hand in marriage.

Onun evlenme teklifini kabul etti.

The church teaches abstinence before marriage.

Kilise evlilikten önce seksten uzak durmayı öğretir.

Same-sex marriage is legal here.

Aynı cinsiyetten evlilik burada yasaldır.

My parents were against our marriage.

Ailem bizim evliliğimize karşıydı.

My parents are against my marriage.

- Ebeveynlerim evliliğe karşı.
- Annem ve babam evliliğe karşı.

My father is against our marriage.

Babam evliliğimize karşı.

She was saving herself for marriage.

O kendini evlilik için saklıyordu.

Tom remained miserable in his marriage.

Tom evliliğinde mutsuz kalmıştır.

She refused all proposals of marriage.

O, bütün evlilik tekliflerini reddetti.

Did he propose marriage to you?

O size evlenme teklif etti mi?

Their marriage was a happy one.

Onların evliliği mutlu bir evlilikti.

She wants to wait until marriage.

O, evliliğe kadar beklemek istiyor.

Why should we wait till marriage?

Neden evlenene kadar bekleyelim?

Tom is against same-sex marriage.

Tom aynı cinsiyettekilerin evliliğine karşıdır.

Fadil and Layla began talking marriage.

Fadıl ve Leyla evlilik konuşmaya başladılar.

Fadil wanted to end the marriage.

Fadıl evliliği sona erdirmek istedi.

Layla wanted to rebuild her marriage.

Leyla evliliğini yeniden inşa etmek istedi.

Layla's marriage was on the rocks.

Leyla'nın evliliği sallantıdaydı.

Layla knew her marriage was bad.

Leyla evliliğinin kötü olduğunu biliyordu.

Sami had to save his marriage.

Sami evliliğini kurtarmak zorundaydı.

Sami's marriage lasted about six years.

Sami'nin evliliği yaklaşık altı yıl sürdü.

Sami wanted to improve his marriage.

Sami evliliğini iyileştirmek istedi.

Love doesn't guarantee a successful marriage.

Aşk başarılı bir evlilik garantisi vermez.

I wouldn't have an arranged marriage.

Ben olsam görücü usulü evlenmezdim.

Her father reluctantly consented to her marriage.

Onun babası onun evliliğine isteksizce razı oldu.

Her marriage brought happiness to her parents.

Onun evliliği ailesine mutluluk getirdi.

He is related to me by marriage.

O, evlilik vasıtasıyla benimle akrabadır.

He is related to her by marriage.

Evlilikten dolayı onunla akrabadır.

He has had several goes at marriage.

O birkaç kez evlendi.

Tom and Mary had an arranged marriage.

Tom ve Mary görücü usulüyle evlenmişti.

Marriage is a unity made from love.

Evlilik sevgiden yapılmış bir birliktir.

They consented to our marriage at last.

Sonunda evliliğimize razı oldular.

Special forces and marriage don't go together.

Özel kuvvetler ve evlilik birlikte gitmez.

Tom wants to call off the marriage.

Tom evliliği iptal etmek istiyor.

Let's pretend we have a happy marriage.

Mutlu bir evliliğimiz varmış gibi davranalım.

Tom is related to me by marriage.

Tom evlilikle bana akraba.

My parents were opposed to our marriage.

Ailem evliliğimize karşı çıktı.

It was only a marriage of convenience.

Bu sadece bir mantık evliliğiydi.

Let me congratulate you on your marriage.

Evliliğin için tebrik ediyorum.

Father will never approve of my marriage.

- Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
- Babam, evliliğimi kabul etmeyecek.