Examples of using "Knocking" in a sentence and their turkish translations:
Birisi kapıyı çalıyor.
Kapıyı kim çalıyor?
Tom kapı çalıyor.
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
Tom kapıyı çalmadan girdi.
Birisi kapıyı çalıyor.
Birisi kapıyı çalıyor.
Kapıyı kim çalıyor?
Birisi kapınızı çalıyor.
Birisi kapıyı çalıyor.
"Kim kapıyı çalıyor?" "Bu benim kocam!"
Kapıyı çaldı
Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
Biri kapıyı mı çalıyor?
Tom, Mary'nin bürosuna kapıyı çaldıktan sonra girdi.
Médus kapıyı çalıyor.
Sami, Leyla'nın kapısını çalıyor.
Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,
Kapıyı çalmadan odama gelmeyin.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
Kapıyı çalmadan odama girme.
Tom kapıyı çalmadan odama girdi.
Tom kapıyı çalmadan açık daireye girdi.
Lütfen kapıyı çalmadan odaya girmeyin.
O, cennetin kapısını çalmaktan bıktı.
Sanırım, biri kapıyı çalıyor.
- Bekle , biri kapıma vuruyor.
- Bekle , biri kapımı çalıyor.
Tom kapıyı çalmaya bile uğraşmadı.
Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.
Kapıyı çalanın Tom olduğunu biliyorum.
Kapıyı çaldıktan sonra Tom'un ofisine girdim.
Tom kapıyı çalmaya devam etti ama kimse gelmedi.
Aman Tanrım! Birisi kapıyı çalıyor!
Tom birinin kapıyı çaldığını duyunca uyandı.
Sanırım sadece birinin kapıyı çaldığını duydum.
Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
kısmen sorumluyuz ve çoğumuz görünmez duvarlara asla takılmayabilir
Ben kapıyı kapar kapamaz biri onu çalmaya başladı.
Sabah ikide benim kapıya vurmanı istemiyorum.
Tom, Mary'nin evde olmadığını fark eder etmez kapıyı çalmayı bıraktı.
Ölüm kapınızı çaldığında dünyadaki tüm servet faydasızdır.
Birinin kapıyı çaldığını duyduğumda banyoya girmek üzereydim.
Belki de, ateistler için de herkese mutluluk mesajlarını yaymak için kapıları çalmaya başlama vaktidir.