Examples of using "Kangaroo" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir kanguru değilim.
Kangurular çok yükseğe sıçrarlar.
Hiç kanguru gördün mü?
Tom hiç kanguru görmedi.
- Tom bir kanguru mahkemesinde yargılandı.
- Tom bir düzmece mahkemede yargılandı.
Kanguru faresi Nevada çölünde yaşar.
Tom, Avustralya'daki bir restoranda kanguru yedi.
Bir devekuşu bir kangurunun uçabileceğinden daha fazla uçamaz.
Geçen gün o benim için kanguru derisinden yapılmış bir cüzdan aldı.
Kangru kuyruğu çorbası bir Avustralya yemeği olarak bilinir, çünkü kangrular Avustralya'da bulunurlar.