Translation of "Instincts" in Turkish

0.159 sec.

Examples of using "Instincts" in a sentence and their turkish translations:

Use your instincts.

İçgüdülerini kullan.

Follow your instincts.

İçgüdülerinizi izleyin.

Trust your instincts.

Sezgilerinize güvenin.

Animals follow their instincts.

Hayvanlar içgüdülerini takip eder.

Your instincts are wrong.

Senin sezgilerin yanlış.

You have good instincts.

Senin güzel yeteneklerin var.

I trust Tom's instincts.

Tom'un içgüdülerine güvenirim.

Tom has good instincts.

Tom'un iyi içgüdüleri var.

Your instincts were wrong.

Sezgilerin yanlıştı.

Your instincts were correct.

Sezgilerin doğruydu.

Layla trusted her instincts.

Leyla içgüdülerine güveniyordu.

Tom trusted his instincts.

Tom içgüdülerine güvendi.

Sami followed his instincts.

- Sami içgüdülerini takip etti.
- Sami içgüdülerini izledi.

- Follow your instincts.
- Go with your instincts.
- Go with your gut.

İçgüdülerinle birlikte git.

- What do your instincts tell you?
- What are your instincts telling you?

İçgüdülerin sana ne söylüyor?

Don't you trust your instincts?

Sezgilerine güvenmiyor musun?

Learn to trust your instincts.

İçgüdülerinize güvenmeyi öğrenin.

Tom has pretty good instincts.

Tom'un çok iyi içgüdüleri var.

You have very good instincts.

Çok iyi içgüdülerin var.

Animals act according to their instincts.

Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ederler.

Your instincts were right about Tom.

İçgüdüleriniz Tom hakkında doğruydu.

I'm going to trust my instincts.

İçgüdülerime inanacağım.

I was guided by my instincts.

İçgüdülerim tarafından yönlendirildim.

You have to trust your instincts.

İçgüdülerine güvenmelisin.

What are your instincts telling you?

İçgüdülerin sana ne söylüyor?

Animals have instincts, we have taxes.

Hayvanların içgüdüleri var, bizim vergilerimiz var.

I have always followed my instincts.

Ben her zaman içgüdülerimi takip ettim.

I'm glad I trusted my instincts.

İçgüdülerime güvendiğim için mutluyum.

Tom doesn't have very good instincts.

- Tom'un içgüdüleri çok kuvvetli değildir.
- Tom'un sezgileri pek kuvvetli değil.

You need to trust your instincts.

İçgüdülerine güvenmelisin.

It's one of the basic human instincts.

Bu, temel insan içgüdülerinden biridir.

The second solution is to distrust our instincts.

İkinci çözüm, sezgilerimize güvenmemektir.

Maternal instincts drive her on. Despite the danger.

Annelik içgüdüleriyle yola devam ediyor. Tehlikeye rağmen.

I wonder if I should trust my instincts.

Hislerime güvenmem gerekip gerekmediğini merak ediyorum.

It seems our instincts guide and protect us.

Bizim içgüdülerimiz bize rehberlik eder ve bizi korur gibi görünüyor.

I should know by now to trust my instincts.

İçgüdülerime güvenmeyi artık bilmeliyim.

- Tom followed his instincts.
- Tom goes with his gut.

Tom içgüdülerini izledi.

I knew my only chance was to trust my instincts.

Tek şansımın içgüdülerime güvenmek olduğunu biliyordum.

To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.

İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.

Berthier had none of Murat’s glamour, nor Ney’s  heroism, nor the tactical instincts of Davout.

Berthier, Murat'ın cazibesine, Ney'in kahramanlığına ve Davout'un taktik içgüdülerine sahip değildi.

The Koran does not permit Mohammedans to drink. Their natural instincts do not permit them to be moral.

Kur'an Müslümanların içki içmesine izin vermez. Onların doğal içgüdüleri ahlaki olmalarına izin vermez.