Translation of "Improve" in Turkish

0.125 sec.

Examples of using "Improve" in a sentence and their turkish translations:

- Tom'll improve.
- Tom will improve.

Tom gelişecek.

Tom'll improve.

Tom geliştirecek.

- Tom will improve.
- Tom is going to improve.

Tom gelişecek.

Spices improve dishes.

Baharatlar yemeklere tat katar.

Tom's grades didn't improve.

Tom'un notları düzelmedi.

I can always improve.

Her zaman ilerleyebilirim.

You can always improve.

Her zaman ilerleyebilirsin.

We can always improve.

Her zaman ilerleyebiliriz.

You'll improve with practice.

Uygulama ile gelişeceksin.

I'm trying to improve.

Geliştirmeye çalışıyorum.

I'll continue to improve.

Gelişmeye devam edeceğim.

- I would like to improve myself.
- I'd like to improve myself.

Kendimi geliştirmek isterim.

- I'd like to improve my French.
- I want to improve my French.
- I would like to improve my French.

- Fransızcamı geliştirmek istiyorum.
- Fransızcamı ilerletmek isterim.

- I want to improve my Spanish.
- I would like to improve my Spanish.
- I'd like to improve my Spanish.

- İspanyolcamı geliştirmek istiyorum.
- İspanyolcamı ilerletmek isterim.

- I want to improve my Spanish.
- I'd like to improve my Spanish.

- Ben İspanyolcamı ilerletmek istiyorum.
- Ben İspanyolcamı geliştirmek istiyorum.

- I'd like to improve my French.
- I want to improve my French.

Fransızcamı ilerletmek istiyorum.

He had to improve it.

Onu geliştirmesi gerekiyordu.

Try to improve your English.

İngilizceni geliştirmeye çalış.

Where did you improve them?

Onları nerede geliştirdin?

We wish to improve ourselves.

Kendimizi geliştirmek istiyoruz.

Tom really wants to improve.

Tom gerçekten geliştirmek istiyor.

Does genetic engineering improve nature?

Genetik mühendisliği doğayı geliştirir mi?

This will improve the performance.

Bu üretkenliğini artıracak.

Tom has started to improve.

Tom gelişmeye başladı.

Try to improve your French.

Fransızcanı iyileştirmeye çalış.

How could we improve it?

Bunu nasıl geliştirebilirdik?

I can't improve on this.

Bundan iyisini yapamam.

The pupil has to improve.

Öğrenci ilerlemek zorunda.

That's something we'll improve on.

Bu geliştireceğimiz bir şey.

You can improve your performance.

Sen performansını artırabilirsin.

Everybody is trying to improve.

- Herkes gelişmeye çalışıyor.
- Herkes geliştirmeye çalışıyor.

Tom wants to improve himself.

Tom kendini geliştirmek istiyor.

Only yogurt can improve this.

Bunu sadece yoğurt iyileştirebilir.

He really wants to improve.

Gerçekten gelişim sağlamak istiyor.

There are abilities that improve rapidly and those that improve slowly, aren't there?

Hızla ve yavaşça gelişen yetenekler vardır, değil mi?

- I would like to improve my Spanish.
- I'd like to improve my Spanish.

İspanyolcamı geliştirmek isterim.

- Do you think the situation can improve?
- Do you think the situation will improve?

Durumun gelişebileceğini düşünüyor musun?

And so improve our mental health.

böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.

He tries to improve his English.

İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor.

In order to improve the environment.

Çevreyi iyileştirmek için.

I need to improve my French.

- Fransızcamı geliştirmeliyim.
- Fransızcamı geliştirmem gerekiyor.

Mary needs to improve her grades.

Mary notlarını artırmalı.

Mary reads to improve her mind.

Mary zihnini geliştirmek için okur.

Tom needs to improve his grades.

Tom'un notlarını yükseltmesi gerekiyor.

I want to improve my English.

- Ben İngilizcemi geliştirmek istiyorum.
- Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.

I want to improve my German.

Almancamı geliştirmek istiyorum.

I want to improve my Italian.

- Ben İtalyancamı geliştirmek istiyorum.
- Ben İtalyancamı ilerletmek istiyorum.

I want to improve my Greek.

Yunancamı geliştirmek istiyorum.

I want to improve my Tagalog.

Tagalogumu geliştirmek istiyorum.

I'd like to improve my Cebuano.

Sabuancamı geliştirmek istiyorum.

I want to improve my penmanship.

Hattatlığımı geliştirmek istiyorum.

Reformers aim to improve the government.

Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.

Chess helps improve reading and concentration.

Satranç okumayı ve konsantrasyonu geliştirmeye yardım eder.

I'd like to improve my Hungarian.

Macarcamı ilerletmek istiyorum.

Tom needs to improve his employability.

Tom'un istihdam edilebilirliğini arttırması gerekiyor.

How can I improve my memory?

Hafızamı nasıl geliştirebilirim?

Sami wanted to improve his marriage.

Sami evliliğini iyileştirmek istedi.

We need to improve our products.

Ürünlerimizi geliştirmemiz gerekiyor.

- I'd like to improve my French pronunciation.
- I would like to improve my French pronunciation.

Fransızca telaffuzumu geliştirmek istiyorum.

That improve the options for trans people,

endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

They strive constantly to improve customer relations.

Onlar müşteri ilişkilerini geliştirmek için sürekli çabalarlar.

Our company strives to improve its products.

Şirketimiz ürünlerini geliştirmek için çaba göstermektedir.

Our company strives to improve its services.

Şirketimiz hizmetlerini geliştirmeye çalışıyor.

We hold that economy will soon improve.

Biz ekonominin daha iyi olacağını açıklıyoruz.

Would you like to improve your English?

İngilizceni geliştirmek ister misin?

I wanted to improve my Japanese pronunciation.

- İngilizce telaffuzumu iyileştirmek isterdim.
- Japonca telaffuzumu ilerletmek istiyorum.

How can I improve my English skill?

İngilizce yeteneğimi nasıl geliştirebilirim?

I made efforts to improve my grades.

Notlarımı yükseltmek için çaba sarf ettim.

Would you like to improve your technique?

Tekniğini geliştirmek ister misin?

Would you like to improve your French?

Fransızcanı geliştirmek ister misin?

Do you think the situation will improve?

- Durumun düzeleceğini düşünüyor musun?
- Sence işler iyiye gidecek mi?

Tatoeba is helping to improve my Esperanto.

Tatoeba Esperantomun gelişmesine yardım ediyor.

You need to improve your people skills.

- İnsanlarla ilişkilerini geliştirmen gerekiyor.
- İnsanlarla iletişimini geliştirmelisin.

I'd like to improve my Hungarian skills.

Ben Macarca becerilerimi geliştirmek istiyorum.

I'd like to improve my English skills.

İngilizce becerilerimi geliştirmek istiyorum.

Tom needs to improve his people skills.

Tom insani becerilerini geliştirmeli.

You need to improve your kissing technique.

Senin öpüşme tekniğini geliştirmen gerekir.

Chess helps improve reading skills and concentration.

Satranç okuma becerilerini ve konsantrasyonu geliştirmek için yardımcı olur.

I would like to improve my French.

Fransızca'mı geliştirmek istiyorum

You can improve your fluency in English.

İngilizcedeki akıcılığınızı artırabilirsiniz.

I can only improve if I practice.

Pratik yaparsam sadece geliştirebilirim.

- Tom said he wanted to improve his French.
- Tom said that he wanted to improve his French.

Tom Fransızcasını geliştirmek istediğini söyledi.

Because it can really improve your mental health.

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

And improve the equipment to make it safer.

ve ekipmanı geliştirmek.

Reach new markets and improve the company’s service.

yatırım yapabildiğin kadar yatırım yap ve şirketin servislerini düzelt.

The priest tried to improve the people's morals.

Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.

I took every opportunity to improve my Esperanto.

Esperantomu geliştirmek için her fırsatı kullandım.

You can improve your English if you try.

Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.

The company is trying to improve its image.

Şirket imajını geliştirmeye çalışıyor.

I would like to improve my English pronunciation.

İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.

Tom is working hard to improve his French.

Tom Fransızcasını geliştirmek için sıkı çalışıyor.

Tom is working hard to improve his English.

Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.

Dan wanted to improve the lives of others.

Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.

Our situation should improve in the near future.

Durumumuz yakın gelecekte ilerlemeli.

Some people don't want to see others improve.

Bazı insanlar başkalarının geliştiğini görmek istemez.