Translation of "Handy" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Handy" in a sentence and their turkish translations:

- My cell phone is handy.
- My mobile phone is handy.
- My phone is handy.

Benim telefonum kullanışlıdır.

That's very handy.

O çok kullanışlı.

That comes in handy.

O işe yarar.

It'll come in handy.

Bu işe yarayacak.

Thanks indeed, handy this!

Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.

These may come in handy.

Bunlar işe yarayabilir.

This may come in handy.

Bu, işe yarayabilir.

Always keep this dictionary handy.

Bu sözlüğü her zaman el altında tut.

That could come in handy.

O işe yarayabilir.

It really comes in handy.

Gerçekten işe yarıyor.

The bus stop is quite handy.

Otobüs durağı oldukça kullanışlı.

She's very handy with a saw.

Onun eli testereye yatkındır.

I'm sure it'll come in handy.

Onun işe yarayacağından eminim.

This should come in very handy.

Bu çok işe yaramalı.

This is a handy little box.

Bu kullanışlı küçük bir kutu.

A gun might come in handy.

Bir silah işe yarayabilir.

This device may come in handy.

Bu alet faydalı olabilir.

This dictionary might come in handy.

Bu sözlük faydalı olabilir.

This phrase might come in handy.

Bu ifade kullanışlı olabilir.

- I thought this might come in handy.
- I thought that this might come in handy.

Bunun işe yarayabileceğini düşündüm.

- I figured this might come in handy.
- I figured that this might come in handy.

Bunun işe yarayabileceğini düşündüm.

- This'll work.
- It'll work.
- It'll come in handy.
- This is going to come in handy.

Bu işe yarayacak.

That came in very handy, didn't it?

O çok işe yaradı, değil mi?

- That's very handy.
- This is really helpful.

Bu gerçekten yararlı.

I knew it would come in handy.

Bunun işe yarayacağını biliyordum.

That pair of pliers came in handy.

O pense işe yaradı.

This just might come in handy someday.

Bu bir gün işe yarayabilir.

This may just come in handy someday.

Bu bir gün faydalı olabilir.

That knife came in very handy, didn't it?

O bıçak çok işe yaradı, değil mi?

That knife came in very handy, didn't it.

O bıçak çok kullanışlı geldi.

This is going to come in very handy.

Bu çok işe yarayacak.

A valise of this size is very handy.

Bu boyuttaki bir valiz çok kullanışlıdır.

Friends come in handy at times like this.

Arkadaşlar böyle zamanlarda işe yarar.

This will come in handy in a pinch.

Bu gerektiğinde işe yarayacak.

A car is a handy thing to own.

Bir araba sahip olmak için kullanışlı bir şey.

You never know when this might come in handy.

Bunun ne zaman işe yarayacağını asla bilemezsin.

Here. Take this with you. It might come in handy.

- Buyur. Bunu yanına al. Faydalı olabilir.
- Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir.

In situations like these, a gun might come in handy.

Bu gibi durumlarda, bir tabanca kullanışlı gelebilir.

Always keep a bucket of water handy, in case of fire.

Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.

Having a few extra batteries handy is never a bad idea.

El altında ekstra birkaç bataryaya sahip olmak asla kötü bir fikir değil.

Take this folding umbrella with you. It might come in handy.

Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.

Having a small flashlight in your pocket may come in handy.

Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.

A small toolkit can be very handy when you are traveling.

Seyahat ederken küçük bir araç kiti çok kullanışlı olabilir.

I can think of some situations in which a knife would come in handy.

Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum.

I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.

- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.

- I think this is going to work.
- I think this will do.
- I think this will work.
- That'll come in handy, I think.

Sanırım bu işe yarayacak.