Examples of using "Ham" in a sentence and their turkish translations:
Biraz jambon ye.
Onlar jambon yiyorlar.
Ben jambon severim.
Ben bir radyo amatörüyüm.
Tom jambonu dilimledi.
O bir jambon pişirdi.
Tom bir jambon pişirdi.
Jambonu dilimledim.
O, jambon ve yumurtayı seviyor.
Tom jambon ve yumurtayı sever.
Sana bir jambonlu sandviç yaptım.
Jambon sandviçler gerçekten iyiydi.
Tom muhtemelen bir jambonlu sandviç yemişti.
Bir dilim jambon yedim.
Kahvaltı için biraz jambon ister misin?
Mary jambonu fırına koydu.
Tom jambonu fırının içine koydu.
Jambonlu bir sandviç alacağım.
Jambonlu sandviç yemen gerektiğini düşünüyorum.
Bana biraz ekmek, tereyağı, jambon ve peynir getir.
Tom Mary'ye bir jambonlu ve peynirli sandviç verdi.
Bana bir parça jambon dilimler misin?
Geçen Noelde çok lezzetli, sulu jambon yedim.
Jambon ve tostun nefis kokuları havaya yayıldı.
Lütfen küçük bir porsiyon jambon ve bir fıçı birası.
Ben öğle yemeği için genellikle bir jambonlu ve peynirli sandviç yerim.
Sanırım benim jambonlu sandvicimi yiyen Tom olabilirdi.
Gemiden çıkan Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafet idi. Ham Kenan'ın babasıydı.
Bazı çocuklar fıstık ezmeli sandviç getirdiler, bazıları jambonlu ve diğerleri peynirli.
Biraz ekmek, biraz jambon ve bir şişe de şarap al.
Tom, Mary'ye buzdolabındaki jambonu yememesini söyledi.
Tom piknik sepetini açtı ve bir jambon ve peynirli sandviç kaptı.
Bir arkadaşın evinde dün gece jambon ve kuşkonmaz yedim.
Tom Mary'nin onun için yaptığı jambonlu sandviçi yiyiverdi.
Noel'de ne yemeyi tercih edersin? Jambon mu, hindi mi? Hiçbiri, ben veganım.
Tom jambonun bir kısmını yedi, ve sonra geriye kalanını buzdolabına koydu.
Kenan'ın babası olan Ham babasının çıplak olduğunu görünce dışarı çıkıp iki kardeşine anlattı.