Examples of using "Girl's" in a sentence and their turkish translations:
Vay, o kız harika.
Bir kız bir kızın yapmak zorunda olduğu şeyi yapmak zorundadır.
Bu kızın gözleri mavidir.
O kızın adını biliyorum.
O bir kız adı değil mi?
- Bu kızın adı ne?
- Bu kızın ismi ne?
Kızın adı neydi?
Şu kızın gözleri mavi.
Favori kız adın nedir?
Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşlarıdır.
Köpek kızın hayatını kurtardı.
Küçük kızın bebeği kırık.
Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.
Kızın annesini görüyor musun?
Kızın babası bir doktor.
Bu köpek kızın hayatını kurtardı.
O kızın adını bilmiyorum.
O kızın adını biliyor musun?
Kızın gözleri gözyaşlarıyla doluydu.
Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
Kızın güzel yüzüğünü izliyordu.
Kızın güzelliğinden mest oldu.
O adam genç kızın bileğini yakaladı.
Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.
Bu köpek şu küçük kızın hayatını kurtardı.
Sanırım o kızın adı Mary.
Bu kızın teyzesi bizim evde çalışıyor.
Kızımı bir kız okuluna kaydettim.
Kızın babası onun saçını ördü.
Dan'ın evinin yakınında genç bir kızın cesedi bulundu.
Tom daha önce bir kızın odasında hiç bulunmamıştı.
Kız arkadaşım gittiğinden beri uzun, uzun zaman oldu.
Kızın ismi bana mutlu okul günlerimi anımsatıyor.
Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.
Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.
Tom bir erkek adı ve Mary bir kız adıdır.
- Bu kızın babasını tanıyorum.
- Bu kızın babasını biliyorum.
Yaramaz çocuklar arkadaşına kızın saçını çekmesi için gaz veriyorlar.
"Küçük kızın odasına gidiyorum", "tuvalete giden" için örtmeceli bir ifadedir.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.