Translation of "Farmers" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Farmers" in a sentence and their turkish translations:

Their farmers.

çiftçileri için.

For our farmers”.

çiftçilerimizle tamam mı?"

We were farmers.

Biz çiftçiydik.

They aren't farmers.

Onlar çiftçi değil.

They're not farmers.

Onlar çiftçi değil.

His parents were farmers.

- Onun ailesi çiftçiydi.
- Onun anne-babası çiftçiydi.

Their parents were farmers.

Onların anne ve babaları çiftçiydiler.

Farmers were doing better.

- Çiftçiler daha iyi yapıyorlardı.
- Çiftçilerin durumu daha iyiydi.

We need more farmers.

Bizim daha fazla çiftçiye ihtiyacımız var.

The farmers are planting barley.

Çiftçiler arpa ekiyor.

The farmers are planting rice.

Çiftçiler pirinç ekiyor.

Many farmers lost their farms.

- Birçok çiftçiler çiftliklerini kaybettiler.
- Birçok çiftçi çiftliğini kaybetti.

The rural areas, where farmers live.

köysel bölgeler, çiftçierin yaşadığı.

They are not merchants, but farmers.

Onlar tüccar değiller, ancak çiftçiler.

His family had been wheat farmers.

Onun ailesi buğday çiftçileriydi.

Farmers sow seeds in the spring.

Çiftçiler baharda tohum ekerler.

Farmers always complain about the weather.

Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.

Many farmers in Hokkaido grow potatoes.

Hokkaido'da birçok çiftçi patates yetiştirir.

Farmers sow grain seeds in spring.

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.

The farmers quickly plowed the fields.

Çiftçiler tarlaları çabucak sürdü.

He spoke to farmers in Iowa.

O, Iowa'da çiftçilerle konuştu.

Some were farmers, some were hunters.

Bazıları çiftçi, bazıları avcıydı.

We need to respect our farmers.

Çiftçilerimize saygı göstermemiz gerek.

The farmers didn't know what to do.

Çiftçiler ne yapacağını bilmiyordu.

Farmers work hard in the winter, too.

Çiftçiler kışın da sıkı çalışır.

Some farmers are working on the farm.

Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.

Farmers separate good apples from bad ones.

Çiftçiler iyi elmaları kötü olanlardan ayırır.

Most of the farmers had large families.

Çiftçilerin çoğunun büyük aileleri vardı.

Farmers are busy working in the field.

Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.

Women are the primary farmers of the world.

Kadınlar dünyanın birincil çiftçileridir.

By a huge army of hostile, pagan farmers.

büyük bir düşman, pagan çiftçi ordusu tarafından karşılandılar .

The government imposed a new tax on farmers.

Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

There were once poor farmers in that village.

Bir zamanlar o köyde fakir çiftçiler vardı.

Biodynamic farmers plant according to the moon phases.

Biodinamik çiftçiler ayın evrelerine göre ekerler.

I like shopping at the local farmers' market.

Yerel çiftçiler pazarında alışveriş yapmayı seviyorum.

Tom and the other farmers prayed for rain.

Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.

Most of the farmers around here grow rice.

- Buradaki çiftçilerin büyük bölümü çeltik eker.
- Bu bölgedeki çiftçilerin büyük kısmı pirinç yetiştirir.

Farmers are always at the mercy of the weather.

Çiftçiler her zaman iklimin insafına kalmıştır.

The field mice were eating up the farmers' grain.

Tarla fareleri çiftçilerin tahılını yiyordu.

Many of the inhabitants of this region are farmers.

Bu bölge sakinlerinin çoğu çiftçi.

Millions of farmers had to look for other work.

Milyonlarca çiftçi başka iş aramak zorunda kaldı.

The farmers use water buffalos to plow rice fields.

Çiftçiler sabanla pirinç tarlalarını sürmek için su mandalarını kullanırlar.

- They felt America's farmers were poorer than they should be.
- They felt United States' farmers were poorer than they should be.

Onlar Amerika'nın çiftçilerinin olması gerekenden daha fakir oldukların hissetti.

Wanted to remove the stone. Those who are farmers know

taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

So how can we keep eating while farmers don’t starve?

Peki nasıl biz yiyebilirken, çiftçiler aç kalmıyor?

In another time, there were poor farmers in that village.

Bir zamanlar, o köyde fakir çiftçiler vardı.

I met with the local people, I met with the farmers.

Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.

The government compensated the farmers for the damage to the crops.

Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.

During droughts, farmers are barely able to eke out a living.

Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.

Every year, Europe spends over 72 billion dollars subsidizing its own farmers.

Her sene, Avrupa 72 milyar dolardan fazla yardım veriyor kendi çiftçileri için.

Basically, Europe had to reduce the direct aid given to the farmers.

Basitçe, Avrupa'nın çiftçilere direk yardımı azaltması gerekiyordu.

Some farmers are using donkeys to protect their sheep from wild dogs.

Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.

Going into a shopping mall or going into a farmers market like this.

AVM veya pazar alışverişleri...

Will farmers be happy when they stop getting all those subsidies from Brussels?

Çiftçiler mutlu olacak mı Brükselden gelen yardımlar durunca?

The European area. This means Polish or a Spanish farmers cannot produce or sell all

kotası koyuyor. Bunun anlamı Polonyalı ya da İspanyol bir çiftçi istediği gibi

If farmers don't make a decent living growing peanuts, they will try growing other crops.

Çiftçiler fıstık yetişen iyi bir yaşam yapmazlarsa, diğer ürünleri yetiştirmeye çalışacaklardır.

Almost no country is willing to leave its farmers alone to compete in a fair competition.

Neredeyse hiçbir ülke ülkesini adil bir rekabete bırakmak istemiyor.

Many farmers had to divest themselves of stock during the drought to save on feeding costs.

Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.

When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.

Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.

The life of some dairy farmers has gotten a lot easier since the introduction of robots to milk the cows.

Bazı süt çiftçilerinin hayatı inekleri sağmak için robotlar tanıtıldığından beri çok daha kolay olmuştur.

The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.

ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni "bölgesel iklim merkezi kurdu.