Examples of using "Dust" in a sentence and their turkish translations:
Toz yaratmayın!
- Üstünü silk.
- Silkin.
- Üstünü silkele.
Rafın tozunu sil.
Toz kadar kuru.
Toprak tozu, yazı masasının üstünü kaplar.
Toza alerjim var.
Masayı siler misin?
Onda toz alerjisi var.
Bir kum fırtınası yaklaşıyor.
Tom'un toza alerjisi var.
O tozu sildi.
Masada toz var.
Toz olduğunu unutma.
Her şey tozla kaplıdır.
Pazartesi her yerde toz püskürüyordu.
Toz temizlenene kadar bekleyin.
O, tamamen tozla kaplıydı.
Masanın üstünde toz birikmiş.
Toz tavan arasında birikmişti.
Onun, ev tozuna alerjisi var.
Tablo tozla kaplıydı.
Makine tozla kaplıydı.
Onun odası tozla kaplıydı.
Oda tozla kaplıdır.
Rüzgarda toz esiyordu.
Burada her şey tozla kaplı.
Bu yerin hiç tozunu almıyor musun?
Rafın tozunu temizleyin.
- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.
Masanın tozunu almamız gerekir.
Zemin tozla kaplıydı.
Uçak toz ile kaplanmıştı.
Mobilya toz kaplıydı.
Şimdi kalan tozu temizleyin
Kitaplar tozla kaplı.
Masa toz içinde kalmıştı.
Resepsiyon tozla kaplıydı.
- Tom'un ev tozu alerjisi var.
- Tom'un ev tozuna karşı alerjisi vardır.
- Tom'da ev tozu alerjisi var.
yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,
bir toz bir gaz olarak görülüyor
Araba toz bulutu kaldırdı.
Tüm mobilya tozla kaplıydı.
Araba bir toz izi bıraktı.
Boş ev toz doluydu.
Gözlerimden birine toz girdi.
Onların işi mobilyanın tozunu almaktır.
Gözlerimde biraz toz var.
- Atlar, koşarken toz yapar.
- Atlar koşarken toz kaldırır.
Tozu süpürmemiz gerekir.
Masa tozla kaplıydı.
Jack paltosunun tozunu fırçaladı.
Gözlükler gözünüzü tozdan korurlar.
Ayakkabılarınızın tozunu fırçalayın.
Yastık, toz akarları ile dolu.
Yatağın toz akarı kaynıyor.
Yastığın toz akarı kaynıyor.
Tavan arasında çok toz var
onlar bilmeden insanların üzerine saçıp
leblebi tozlarını o kokulu silgileri bir hatırlayın
Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.
Muhtemelen polen veya toza alerjin var.
Tüm şehir sarı toz kaplıydı.
Bu makineyi tozdan uzak tutmalısınız.
Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
Tom'un evindeki her şey tozla kaplıydı.
Pentagon akıllı toz denen,
Her geçen araba bir toz bulutu kaldırdı.
Araba arkasında bir toz bulutu bıraktı.
Bu tozu havadan filtre etmek olanaksızdır.
Tom toz kaplı ön cama adını yazdı.
Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
Birleşik Devletler'de öğrenciler toz toprak içinde oturmak zorunda değiller.
Araba arkasında bir toz bulutu yükselterek geçti.
- Annem, babamın eski şortunu çaput olarak kullanıyor.
- Annem, babamın eski şortunu toz bezi olarak kullanıyor.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
Bir yıl geçti ve bedeni toza dönüştü.
Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.
Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşurlar.
Odanı tam olarak temizledin mi? Burada hala toz var.
Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
Tom'un arabasının bagajında birkaç altın tozu torbası vardı.
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
Oda havada yüzen toz zerrelerinin dışında boş.
Bir bulutsu; toz, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşmuş bir yıldızlararası buluttur.
Lütfen masanın tozunu siler misin?
Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.
Mary roket gibi havalandı. Tom, onun arkasında bıraktığı toz bulutunun içinde kayboldu.
Tom aylardır klavyesini temizlememişti, ve o tozla, gıda parçalarıyla ve Allah bilir başka neyle dolmuştu.
Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin. Yaratılmış olduğun toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.
Maskeler polenlerden bile daha küçük sarı kum tozunu ne kadar iyi engelleyebilir ki?Sanırım o polenden oldukça daha fazla baş belasıdır.
Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden birkaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.
Satürn buz ve tozdan oluşan 1000'den fazla halka ile çevrilidir. Halkaların bazıları çok ince ve bazıları çok kalındır. Halkalardaki parçacıkların boyutları çakıl boyutundan ev boyutuna kadar değişir.