Examples of using "Dresser" in a sentence and their turkish translations:
Şifoniyeri taşıyalım.
Paul giyimine özen gösteren kimse.
Sami travestiydi.
Tom Mary'nin şifonyerini taşımasına yardım etti.
Tom şifonyerin arkasında saklı bir şey buldu.
Tom'un beyzbol eldiveni şifoniyerdeydi.
Bu şifoniyer çok yer kaplar.
Ayna sofra takımı dolabının üstündedir.
Kuaför saçı makasla kesiyor.
Tom konsolda Mary'nin bir fotoğrafını gördü.
- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
Tom anahtarlarını üst şifonyer çekmecesine koydu.
Cüzdanını şifonyerin üzerine koydu.
Anahtarlar şapkamın yanındaki konsolda.
Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi.
Mary küpelerini çıkardı ve onları şifoniyerinin üstündeki mücevher kutusuna koydu.
Temiz havlular çekmecede.
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm.