Translation of "Dresser" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Dresser" in a sentence and their turkish translations:

Let's move the dresser.

Şifoniyeri taşıyalım.

Paul is a natty dresser.

Paul giyimine özen gösteren kimse.

Sami was a cross-dresser.

Sami travestiydi.

Tom helped Mary move the dresser.

Tom Mary'nin şifonyerini taşımasına yardım etti.

Tom found something hidden behind the dresser.

Tom şifonyerin arkasında saklı bir şey buldu.

Tom's baseball glove was on the dresser.

Tom'un beyzbol eldiveni şifoniyerdeydi.

This dresser takes up too much room.

Bu şifoniyer çok yer kaplar.

The mirror is on top of the dresser.

Ayna sofra takımı dolabının üstündedir.

The hair dresser is cutting the hair with scissors.

Kuaför saçı makasla kesiyor.

Tom saw a photo of Mary on the dresser.

Tom konsolda Mary'nin bir fotoğrafını gördü.

Tom put his wallet on top of the dresser.

- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.

Tom put his keys in the top dresser drawer.

Tom anahtarlarını üst şifonyer çekmecesine koydu.

He put his wallet on top of the dresser.

Cüzdanını şifonyerin üzerine koydu.

The keys are on the dresser next to my hat.

Anahtarlar şapkamın yanındaki konsolda.

Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.

Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi.

Mary took her earrings off and put them in the jewelry box on her dresser.

Mary küpelerini çıkardı ve onları şifoniyerinin üstündeki mücevher kutusuna koydu.

- The clean towels are in the drawer.
- The clean towels are in the dresser drawer.

Temiz havlular çekmecede.

Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.

Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.

You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.

Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm.