Translation of "Dragon" in Turkish

- Tom slew the dragon.
- Tom killed the dragon.

Tom ejderhayı öldürdü.

It's a dragon.

O bir ejderha.

Kill the dragon.

Ejderhayı öldür.

It's a dragon!

Bu bir ejderha!

I like dragon fruit.

Ejderha meyvesini severim.

The dragon must die.

Ejderha ölmeli.

The dragon is invincible.

Ejderha yenilmezdir.

Was that a dragon?

O bir ejderha mıydı?

The prince slew the dragon.

Prens, ejderhayı öldürdü.

The dragon is not invincible.

Ejder yenilmez değildir.

The dragon can be defeated.

Ejderha yenilebilirdir.

The dragon cannot be defeated.

Ejderha yenilemez.

The dragon cannot be killed.

Ejderha öldürülemezdir.

The dragon can be killed.

Ejderha öldürülemez.

The dragon has been slain.

Ejderha öldürüldü.

- I wish I were a dragon.
- I wish that I were a dragon.

Keşke bir ejderha olsaydım.

- Ordinary weapons cannot harm the dragon.
- The dragon cannot be harmed by ordinary weapons.

Sıradan silahlar ejderhaya zarar veremez.

The dragon is an imaginary creature.

Ejderha hayali bir yaratıktır.

A dragon lives inside the cavern.

Bir ejderha mağarada yaşar.

Tom found dragon eggs while spelunking.

Tom mağaraları araştırırken ejderha yumurtaları buldu.

He was eaten by a dragon.

O bir ejder tarafından yenildi.

They were eaten by a dragon.

Bir ejderha tarafından yenildiler.

The dragon is attacking our army.

Ejderha ordumuza saldırıyor.

The dragon is slaughtering our troops.

Ejderha askeri birliklerimizi katlediyor.

The year of the dragon has ended.

Ejderha yılı sona erdi.

A dragon is a creature of fancy.

Bir ejderha hayali bir yaratıktır.

The village was destroyed by the dragon.

Köy, ejderha tarafından yok edildi.

We need someone to slay the dragon.

Ejderhayı öldürecek birine ihtiyacımız var.

Tom is riding a dragon around Boston.

Tom ejderha üstünde Boston'un etrafını turluyor.

"Dracarys" means "dragon fire" in High Valyrian.

"Dracarys" Yüksek Valyria dilinde "ejderha ateşi" demektir.

He slayed the dragon and saved the princess.

O, ejderhayı öldürdü ve prensesi kurtardı.

The king's realm was terrorized by a dragon.

Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.

The Komodo dragon is the world's largest lizard.

Komodo ejderi dünyanın en büyük kertenkelesidir.

The dragon can't be killed with ordinary weapons.

Ejderha sıradan silahlarla öldürülemez.

There is no way to defeat the dragon.

Ejderhayı yenmenin hiçbir yolu yoktur.

Is there a way to kill the dragon?

Ejderhayı öldürmenin bir yolu var mı?

The archeologists found the bones of an ancient dragon.

Arkeologlar çok eski zamanlardan kalma bir ejderhanın kemiklerini buldu.

Beowulf decided to follow the dragon to its lair.

Beowulf ejderhayı inine kadar takip etmeye karar verdi.

Princess Mary was captured by the powerful dragon named Tom.

Prenses Mary, Tom adındaki güçlü ejderha tarafından yakalandı.

The dragon is one of the cultural emblems of China.

Ejderha, Çin'in kültürel amblemlerinden biridir.

We will never be safe unless that dragon is killed.

Ejder öldürülmediği sürece asla güvende olmayacağız.

The "Red Dragon" is a well-known gambling and opium den.

"Red Dragon" tanınmış bir kumar ve esrarkeş batakhanesi.

The brave knight saved the beautiful princess from the evil dragon.

Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.

In many places in China, there were temples of the dragon-king.

Çin'deki birçok yerde, ejderha kralın tapınakları vardı.

The prince thought the young girl had been eaten by a dragon.

Prens, genç kızın bir ejderha tarafından yenmiş olduğunu sanmıştı.

Tom forgot to equip fire-resistant armour before going up against the dragon.

Tom ejderhanın karşısına çıkmadan ateşe dayanıklı zırh giymeyi unuttu.

A 17-storey residential building, called the Golden Dragon, was destroyed by the earthquake.

Golden Dragon adlı 17 katlı bina, depremle yıkıldı.

The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.

Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.

This sword is the only weapon in the world that can kill a dragon.

Bu kılıç dünyada bir ejderhayı öldürebilecek tek silahtır.

This sword is the only weapon in the world that can harm a dragon.

Bu kılıç, dünyada ejderhaya zarar verebilecek tek silahtır.

His own saga says he was the son of a Swedish king, and slew a dragon...

Kendi destanı, bir İsveç kralının oğlu olduğunu ve bir ejderhayı öldürdüğünü söylüyor ...

The pitaya's common English name of "dragon fruit" reflects its vernacular name in many Asian languages.

Pitaya'nın ortak İngilizce adı "dragon fruit" birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.

G-Dragon is my future husband. He may not know it yet, but it's set in stone.

G-Dragon benim gelecekteki kocamdır. O henüz bunu bilmiyor olabilir ama bu değişmez.

The twelve Chinese zodiac signs are the rat, the ox, the tiger, the rabbit, the dragon, the snake, the horse, the sheep, the monkey, the rooster, the dog, and the pig.

On iki Çin burcu, fare, öküz, kaplan, tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, horoz, köpek ve domuzdur.