Examples of using "Dared" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu yapmam için cesaretlendirdi.
Tom'u bunu yapması için cesaretlendirdim.
İleri gitmeye cesaret edemedim.
O ona yaklaşmaya cesaret edemedi.
O benim tavsiyemi görmezden gelmeye cesaret etti.
- Kimse bir şey söylemeye cesaret edemedi.
- Kimse ağzını açmaya cesaret edemedi.
Onun fikrini savunmaya cesaret ettim.
O onunla konuşmaya cesaret edemedi.
O, dereyi atlamaya cesaret edemedi.
Tom Mary'yi bunu yapması için cesaretlendirdi.
Tom'u Mary'yi öpmesi için cesaretlendirdim.
Tom beni bunu yapmam için cesaretlendirdi.
Oraya asla dönmemeye yeltendi.
- Emirlerime itaat etmemeye kalkıştı.
- Emirlerime itaat etmemeye cesaret etti.
Dereyi atlamaya cesaret edemedi.
Onunla konuşmaya asla cesaret etmedim.
Planıma hayır demeye cesaret edemedi.
Erkek kardeşim nehri yüzerek geçmeye cesaret edemedi.
İtaatsiz öğrenci öğretmenini inkar etmeye cesaret edemedi.
Henüz aşkımı ilan etmeye cesaret edemedim.
Ne cüretle kızımla benim iznim olmadan evlenirsin?
Ama bunu menajerime söyleme cesareti bulduğumda --
hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.
Kimse doktora karşı çıkmaya ne cesaret etmiş ne de bunu düşünmüş.
Elinde bir bıçak olduğu için kimse Tom'a yaklaşmaya cesaret edemedi.
Odada bir baskı hissi vardı; Hiç kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret etmedi.