Examples of using "Crow" in a sentence and their turkish translations:
Karga gaklar.
Karga uçup gitti.
Karga kanatlarını açtı.
O karga değil kuzgun.
Horoz ötüşünü duymadım.
Bir karga, kömür kadar siyahtır.
Bir karganın gaklaması beni ürküttü.
Çatıdaki kuş bir karga.
Kuş uçuşu olarak, o buradan yaklaşık 20 mil uzakta.
Tom kargaya bir atış daha yaptı ama ıskaladı.
Dan'in o kargayla konuştuğunu söyleme bana.
O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı.
Bir horozun öttüğünü duydum ve yakında yataktan çıkmak zorunda kalacağımı biliyordum.
Karga ve tilki La Fontaine'in en ünlü masallarından biridir.
Seninle paylaşacak bir kozum var.
Kurt komşusunu yemez.