Translation of "Cinema" in Turkish

I love cinema.

Sinemayı severim.

- Tom nodded off in the cinema.
- Tom fell asleep at the cinema.
- Tom dozed off in the cinema.

Tom sinemada uyukladı.

- Tom nodded off in the cinema.
- Tom fell asleep at the cinema.

Tom sinemada uyuyakaldı.

The cinema is an industry.

Sinema bir endüstridir.

He lost his cinema ticket.

O, sinema biletini kaybetti.

I'm going to the cinema.

Ben sinemaya gidiyorum.

We are going to the cinema.

Biz sinemaya gidiyoruz.

I went to the cinema yesterday.

Dün sinemaya gittim.

I often go to the cinema.

Sık sık sinemaya giderim.

Will you go to the cinema?

Sinemaya gidecek misin?

I sometimes go to the cinema.

Bazen sinemaya giderim.

Shall we go to the cinema?

Sinemaya gidelim mi?

I love going to the cinema.

Ben sinemaya gitmeyi severim.

We are not at the cinema.

Biz sinemada değiliz.

I have gone to the cinema.

Ben sinemaya gittim.

I invite him to the cinema.

Onu sinemaya davet ettim.

I adore going to the cinema.

Ben sinemaya gitmeyi çok severim.

Yesterday we went to a cinema.

Dün bir sinemaya gittik.

I am fond of the cinema.

Ben sinema meraklısıyım.

Yesterday we went to the cinema.

Dün sinemaya gittik.

Tom is a lover of cinema.

Tom bir sinemasever.

Smoking is not permitted in the cinema.

Sinemada sigara içmeye izin verilmez.

Could you take me to the cinema?

Beni sinemaya götürür müsün?

They came back from the cinema together.

Onlar sinemadan birlikte geri geldiler.

I'm about to go to the cinema.

Ben sinemaya gitmek üzereyim.

Were you at the cinema last night?

Dün gece sinemada mıydın?

How much does a cinema ticket cost?

- Bir sinema bileti kaça mal olur?
- Bir sinema bileti kaç para?

She went to the cinema with him.

Onunla birlikte sinemaya gitti.

Will you go to the cinema tonight?

Bu gece sinemaya gidecek misin?

She will go to the cinema tomorrow.

Yarın sinemaya gidecek.

The cinema is bursting at the seams.

Sinema full dolu.

We want to go to the cinema.

Sinemaya gitmek istiyoruz.

Molly and I went to the cinema.

Molly ve ben sinemaya gittik.

Well, I am going to the cinema.

Peki, ben sinemaya gidiyorum.

Every Thursday we go to the cinema.

Biz her perşembe sinemaya gideriz.

There isn't a cat in the cinema.

Sinemada bir kedi yok.

Why don't we go to the cinema?

Sinemaya gitsek ya.

Theater followed by cinema and Ertem Eğilmez started

arkasından tiyatro ve Ertem Eğilmez ile sinema hayatı başladı

He seldom, if ever, goes to the cinema.

O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.

We're going to the cinema. Come with us.

Sinemaya gidiyoruz. Gel bizimle.

My friends went to the cinema without me.

Arkadaşlarım bensiz sinemaya gitti.

She suggested going to the cinema to us.

O, sinemaya gitmemizi önerdi.

I went to the cinema with my brother.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

He went to the cinema five days ago.

O, beş gün önce sinemaya gitti.

Would you come to the cinema with me?

Benimle birlikte sinemaya gelmek ister misin?

Tonight, there's a good movie at the cinema.

Bu gece sinemada iyi bir film var.

I go to the cinema once a week.

- Ben haftada bir kez sinemaya giderim.
- Haftada bir kez sinemaya giderim.

- I like to go to the movies.
- I like going to the cinema.
- I like to go to the cinema.

Sinemaya gitmeyi seviyorum.

Kemal Sunal showed a growth in his cinema life

sinema hayatında bir büyüme gösteriyordu Kemal Sunal

The concert ticket costs more than the cinema ticket.

Konser bileti, sinema biletinden daha pahalıdır.

I usually go to the cinema with my friends.

Genellikle arkadaşlarımla sinemaya giderim.

Today I'll go to the cinema with Tom's brother.

Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.

We watched a movie in the cinema last week.

Geçen hafta sinemada film izlemiştik.

Jackie Chan is a star of Hong Kong cinema.

Jackie Chan, Hong Kong sinemasının bir yıldızıdır.

I saw a crowd of children at the cinema.

Ben sinemada bir çocuk kalabalığı gördüm.

Where shall we go now? To the theatre or cinema?

Şimdi nereye gidelim? Tiyatroya mı yoksa sinemaya mı?

I talked to him when we were in the cinema.

Onunla konuştum biz sinemadayken.

Speaking of films, why not go to the cinema tonight?

Filmlerden konuşmuşken, neden akşama sinemaya gitmiyoruz?

- Let's go to a movie.
- Let's go to the cinema.

- Bir sinemaya gidelim.
- Sinemaya gitsek ya.

There are very few shops and the cinema is awful.

Burada çok az dükkan var ve sinema berbat.

We went to the cinema yesterday. We saw Star Wars.

Dün sinemaya gittik. Biz Star Wars'u izledik.

My dad doesn't let me go to the cinema alone.

Babam sinemaya yalnız gitmeme izin vermez.

- He lost his cinema ticket.
- He lost his movie ticket.

O, sinema biletini kaybetti.

- I was at a movie theater.
- I was at the cinema.

Ben sinemadaydım.

Tom asked his father if he could go to the cinema.

Tom babasına sinemaya gidip gidemeyeceğini sordu.

Why don't you want to come to the cinema with me?

Neden benimle birlikte sinemaya gelmek istemiyorsun?

I can't afford to go to the cinema twice a week.

Haftada iki kez sinemaya gidecek gücüm yok.

Where are we going now? To the theatre or the cinema?

Biz şimdi nereye gidiyoruz? Tiyatroya mı yoksa sinemaya mı?

Do you prefer going to the cinema or to the theatre?

Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmeyi tercih ediyorsun?

Do you want to go to the cinema or the theater?

Sinemaya mı gitmek istiyorsun yoksa tiyatroya mı?

If you're bored, I suggest you to go to the cinema.

Sıkıldıysan, sinemaya gitmeni öneriyorum.

Her father didn't allow her to go to the cinema alone.

Babası onun sinemaya yalnız gitmesine izin vermedi.

- I like going to the movies.
- I like to go to the movies.
- I like going to the cinema.
- I like to go to the cinema.

Ben sinemaya gitmeyi severim.

I went to the cinema, but I didn't enjoy the film much.

Sinemaya gittim ama filmden çok hoşlanmadım.

We go to the cinema to be scared by watching horror movies.

Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.

- Yesterday we went to the cinema.
- Yesterday we went to the movies.

Dün sinemaya gittik.

- I often go to the movies.
- I often go to the cinema.

Sık sık sinemaya giderim.

You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.

Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz.

Which would you rather do, go to the cinema or stay at home?

Hangisini tercih edersin, sinemaya gitmeyi mi yoksa evde kalmayı mı?

- The cinema was filled with people.
- The movie theater was filled with people.

Sinema insanlarla doluydu.

Without saying a word, Tom and Mary left the cinema and went home.

Tom ve Mary tek kelime bile etmeden sinemadan ayrıldılar ve evlerine gittiler.

Why do they turn the lights on in the cinema during the credits?

Kapanış jenerikleri esnasında sinemadaki ışıklar neden açılır?

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.

O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

- I want to go to the movies.
- I want to go to the cinema.

Ben sinemaya gitmek istiyorum.

- She went with him to the movies.
- She went to the cinema with him.

O, onunla birlikte sinemaya gitti.

The first time I saw this film was years ago at an outdoor cinema.

Bu filmi yıllarca önce bir açık hava sinemasında izlemiştim ilk defa.

- What do you say to going to the movies?
- How about going to the cinema?

Sinemaya gitmeye ne dersin?

The award-winning movie has been showing at the cinema for the last 3 weeks.

Ödüllü film son 3 haftadır sinemada gösteriliyor.

Next weekend, I'm going to see the action movie 'Divergent' without subtitles at the cinema.

Gelecek hafta sonu sinemada altyazı olmadan aksiyon filmi "Divergent"i seyredeceğim.