Examples of using "Blessed" in a sentence and their turkish translations:
Ben kutsalım.
Çok huzurluyum.
Ben kutsanmış hissediyorum.
Ben takdis edildim.
Onlar kutsaldı.
Gerçekten kutsanmışımdır.
Ben gerçekten kutsandım.
Çok kutsanmış hissediyorum.
Ben iyi sağlık için kutsandım.
Papaz çocukları kutsadı.
- Berat Kandili'n kutlu olsun.
- Berat Kandili'niz mübarek olsun.
Dahası, beni hem iyi hem kötü günümde destekleyen
- Miraç Kandili'n mübarek olsun.
- Miraç Kandili'niz kutlu olsun.
Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.
Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.
Zayıf imanına rağmen, rahip onu kutsadı.
Sami bugün Müslüman olduğu için çok mutlu.
Vermek almaktan daha hayırlıdır.
Bir kadın olmadığım için şükrediyorum.
Mübarek hatırlamadan veren ve unutmadan alandır.
Osmanlılara I Beyazıt gibi çok becerikli bir lider nasip olmuştu.
Daçya zamanından beri Bulgaristan'da yaşayan Eflaklılar için bunlar kutsanmış günlerdi.
O küçük kızını alnından öptü, onu kutsadı ve kısa bir süre sonra öldü.
Övgüler olsun Sam'ın Tanrısı RAB'be, Kenan Sam'a kul olsun.
Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, "Verimli olun, çoğalıp yeryüzünü doldurun" dedi.
Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara "İnsan" adını verdi.
Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak ayırdı. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
Onları kutsadı ve, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.