Translation of "Blazing" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Blazing" in a sentence and their turkish translations:

The fire's blazing nicely now.

Ateş artık güzelce yanıyor.

The big building was blazing with lights.

Büyük bina ışıklarla parlıyordu.

The Christmas tree was blazing with lights.

Noel ağacı ışıklarla ışıyordu.

Tom jumped out of the blazing plane.

Tom yanan uçaktan atladı.

Big, brawny, and blazing orange, Asia’s iconic orangutan.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

He went into the room with guns blazing.

Odaya daldı.

Crazy heat waves that will cook us under a blazing sun.

bizi alevli güneşin altında pişirecek çılgın sıcaklık dalgaları.

With all this work while the blazing sun hit a country

Tüm bu çalışmalarla, güneşin kavurucu ışınları çöle dökülen

Miraculously, all the passengers managed to leave the blazing plane in less than three minutes.

Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.

People were screaming inside the blazing ship, and there was no way we could get to them to rescue them.

İnsanlar yanan geminin içinde çığlık atıyordu ve onları kurtarabilmemizin hiçbir yolu yoktu.