Examples of using "Betrayed" in a sentence and their turkish translations:
- Bize ihanet ettin.
- Sen bize ihanet ettin.
Tom bize ihanet etti.
Tom sana ihanet etti.
O, sana ihanet etti.
O, sana ihanet etti.
Onlar sana ihanet ettiler.
Sana ihanet ettim.
Bana ihanet ettin.
O bana hıyanet etti.
Ben ihanete uğramış hissettim.
- Tom Mary'ye ihanet etti.
- Tom, Mary'yi aldattı.
Tom bana ihanet etti.
Tom bize ihanet etti.
Tom size ihanet etti.
Tom ihanet edilmiş hissetti.
İhanet edilmiş hissediyorum.
İhanet edildim.
Birisi bize ihanet etti.
Bana ihanet ettin.
Bize kim ihanet etti.
Onlar Tom'a ihanet etti.
Onlar bana ihanet etti.
Kendimizi ihanete uğramış hissettik.
Tom'a ihanet ettim.
Bana ihanet etti.
Sami kendini ihanete uğramış hissetti.
Tom'a ihanet ettik.
"Leyla bana ihanet etti." "Sen onunla evlendiğinde kendine ihanet ettin."
Onun güvenine ihanet etti.
Çok ihanete uğramış hissediyorum.
Çok fazla ihanete uğradığımı düşünüyorum.
Sen bana ihanet ettin. Neden?
Bana ihanet ettiniz mi?
Bize ihanet ettiniz mi?
O, memleketine ihanet etti.
Ben sana asla ihanet etmedim.
Bize tekrar ihanet ettin.
Hepimize ihanet ettin.
Arkadaşlarım bana ihanet etti.
Güvenime ihanet ettin.
Sen ülkene ihanet ettin.
Tom bana ihanet etti.
Ben kocamı aldattım.
O sözlerini tutmadı.
Mordred, Kral Arthur'a ihanet etti.
O benim güvenime ihanet etti.
Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
Biz gerçekten ihanet ettiğimizi hissettik.
- Tom ülkesine ihanet etti.
- Tom ülkesini sattı.
Çok ihanete uğramış hissettim.
Bize ihanet ettin.
Tom kendini ihanete uğramış hissettiğini söyledi.
Tom ihanete uğradığını söyledi.
- Tom ihanete uğradığını söyledi.
- Tom ihanet edildiğini söyledi.
İhanete uğradıklarını söylediler.
Onun şaşkınlığı onun yalanını açığa vurdu.
Hafızası ona ihanet etmişti.
- Gözleri, korkusunu açığa vurdu.
- Gözleri, korkusunu ele verdi.
Onun cahilliği yakında ortaya çıktı.
Hepiniz bana ihanet ettiniz.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
İhanet edilmekten korkuyorum.
Sanırım ihanete uğradım.
Sami'nin kendi babası ona ihanet etti.
İhanete uğradığını söyledi.
Tom ihanete uğramış olduğuna ikna edildi.
Onun yüzü gerçek hislerini açığa vurdu.
O, para için arkadaşlarına ihanet etti.
Bize ihanet eden Tom değildi.
O, para için dostlarına ihanet etti.
Güvendiğim adam bana ihanet etti.
Tom aldatılmış hissetti.
Bize ihanet ettin.
Ona olan güvenime ihanet etti.
Tom'un bana ihanet ettiğine inanamıyorum.
Tom kendini hem ihanete uğramış ve hem de aşağılanmış hissetti.
Birçokları para için arkadaşlarına ihanet etti.
Bir başka deyişle, o bize ihanet etti.
İddia edildiğine göre, bir zamanlar babası Çin'e ihanet etti.
Bana ihanet edildi ve barbarca davranıldım.
Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.
Tom ihanet edilmiş gibi hissetti.
Kendini ihanete uğramış gibi hissettim.
Onun sırrını arkadaşlarına söyledi.
Bana ihanet ettin ve sonra kaçtın.
Tom birimine ihanet etti ve isyancılara katıldı.
Bunu ilk okuduğumda, kendimi ihanete uğramış hissettim.
Kendimi ihanete uğramış hissediyorum ama yine de onu seviyorum.
Bir arkadaş tarafından ihanete uğratıldın mı hiç?
Güvenimi istismar etti.
İlk kez arkadaşlarına ihanet etti.