Translation of "Betrayed" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Betrayed" in a sentence and their turkish translations:

- You've betrayed us.
- You have betrayed us.

- Bize ihanet ettin.
- Sen bize ihanet ettin.

- Tom betrayed us.
- Tom has betrayed us.

Tom bize ihanet etti.

- Tom betrayed you.
- Tom has betrayed you.

Tom sana ihanet etti.

She betrayed you.

O, sana ihanet etti.

He betrayed you.

O, sana ihanet etti.

They betrayed you.

Onlar sana ihanet ettiler.

I betrayed you.

Sana ihanet ettim.

You betrayed me.

Bana ihanet ettin.

He betrayed me.

O bana hıyanet etti.

I felt betrayed.

Ben ihanete uğramış hissettim.

Tom betrayed Mary.

- Tom Mary'ye ihanet etti.
- Tom, Mary'yi aldattı.

Tom betrayed me.

Tom bana ihanet etti.

Tom betrayed us.

Tom bize ihanet etti.

Tom betrayed you.

Tom size ihanet etti.

Tom felt betrayed.

Tom ihanet edilmiş hissetti.

I feel betrayed.

İhanet edilmiş hissediyorum.

I've been betrayed.

İhanet edildim.

Someone betrayed us.

Birisi bize ihanet etti.

You've betrayed me.

Bana ihanet ettin.

Who betrayed us?

Bize kim ihanet etti.

They betrayed Tom.

Onlar Tom'a ihanet etti.

They betrayed me.

Onlar bana ihanet etti.

We felt betrayed.

Kendimizi ihanete uğramış hissettik.

I betrayed Tom.

Tom'a ihanet ettim.

She betrayed me.

Bana ihanet etti.

Sami felt betrayed.

Sami kendini ihanete uğramış hissetti.

We betrayed Tom.

Tom'a ihanet ettik.

"Layla betrayed me." "You betrayed yourself when you married her."

"Leyla bana ihanet etti." "Sen onunla evlendiğinde kendine ihanet ettin."

She betrayed his trust.

Onun güvenine ihanet etti.

I feel very betrayed.

Çok ihanete uğramış hissediyorum.

I feel so betrayed.

Çok fazla ihanete uğradığımı düşünüyorum.

You betrayed me. Why?

Sen bana ihanet ettin. Neden?

Have you betrayed me?

Bana ihanet ettiniz mi?

Have you betrayed us?

Bize ihanet ettiniz mi?

He betrayed his country.

O, memleketine ihanet etti.

I never betrayed you.

Ben sana asla ihanet etmedim.

You've betrayed us again.

Bize tekrar ihanet ettin.

You've betrayed us all.

Hepimize ihanet ettin.

My friends betrayed me.

Arkadaşlarım bana ihanet etti.

You betrayed my trust.

Güvenime ihanet ettin.

You betrayed your country.

Sen ülkene ihanet ettin.

Tom has betrayed me.

Tom bana ihanet etti.

I've betrayed my husband.

Ben kocamı aldattım.

He betrayed his promises.

O sözlerini tutmadı.

Mordred betrayed King Arthur.

Mordred, Kral Arthur'a ihanet etti.

He betrayed my confidence.

O benim güvenime ihanet etti.

Tom betrayed Mary's trust.

Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.

We felt really betrayed.

Biz gerçekten ihanet ettiğimizi hissettik.

Tom betrayed his country.

- Tom ülkesine ihanet etti.
- Tom ülkesini sattı.

I felt so betrayed.

Çok ihanete uğramış hissettim.

You have betrayed us.

Bize ihanet ettin.

- Tom said he felt betrayed.
- Tom said that he felt betrayed.

Tom kendini ihanete uğramış hissettiğini söyledi.

- Tom said he was betrayed.
- Tom said that he was betrayed.

Tom ihanete uğradığını söyledi.

- Tom said he'd been betrayed.
- Tom said that he'd been betrayed.

- Tom ihanete uğradığını söyledi.
- Tom ihanet edildiğini söyledi.

- They said they were betrayed.
- They said that they were betrayed.

İhanete uğradıklarını söylediler.

His confusion betrayed his lie.

Onun şaşkınlığı onun yalanını açığa vurdu.

His memory had betrayed him.

Hafızası ona ihanet etmişti.

His eyes betrayed his fear.

- Gözleri, korkusunu açığa vurdu.
- Gözleri, korkusunu ele verdi.

He soon betrayed his ignorance.

Onun cahilliği yakında ortaya çıktı.

All of you betrayed me.

Hepiniz bana ihanet ettiniz.

Mary felt betrayed and humiliated.

Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.

I'm afraid of being betrayed.

İhanet edilmekten korkuyorum.

I think I've been betrayed.

Sanırım ihanete uğradım.

Sami's own father betrayed him.

Sami'nin kendi babası ona ihanet etti.

She said she was betrayed.

İhanete uğradığını söyledi.

- Tom was convinced he'd been betrayed.
- Tom was convinced that he'd been betrayed.

Tom ihanete uğramış olduğuna ikna edildi.

Her face betrayed her real feelings.

Onun yüzü gerçek hislerini açığa vurdu.

She betrayed her friends for money.

O, para için arkadaşlarına ihanet etti.

It wasn't Tom who betrayed us.

Bize ihanet eden Tom değildi.

He betrayed his friends for money.

O, para için dostlarına ihanet etti.

The man I trusted betrayed me.

Güvendiğim adam bana ihanet etti.

- Tom felt betrayed.
- Tom felt cheated.

Tom aldatılmış hissetti.

- You betrayed us.
- You tricked us.

Bize ihanet ettin.

He betrayed my confidence in him.

Ona olan güvenime ihanet etti.

I can't believe Tom betrayed me.

Tom'un bana ihanet ettiğine inanamıyorum.

Tom felt both betrayed and humiliated.

Tom kendini hem ihanete uğramış ve hem de aşağılanmış hissetti.

Many betrayed their friends for money.

Birçokları para için arkadaşlarına ihanet etti.

In other words, he betrayed us.

Bir başka deyişle, o bize ihanet etti.

Supposedly, his father once betrayed China.

İddia edildiğine göre, bir zamanlar babası Çin'e ihanet etti.

I was betrayed and treated barbarically.

Bana ihanet edildi ve barbarca davranıldım.

Fadil felt like he was betrayed.

Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.

Tom felt like he'd been betrayed.

Tom ihanet edilmiş gibi hissetti.

I felt like I've been betrayed.

Kendini ihanete uğramış gibi hissettim.

He betrayed her secret to his friends.

Onun sırrını arkadaşlarına söyledi.

You betrayed me and then you escaped.

Bana ihanet ettin ve sonra kaçtın.

Tom betrayed his unit and joined rebels.

Tom birimine ihanet etti ve isyancılara katıldı.

When I first read this, I felt betrayed.

Bunu ilk okuduğumda, kendimi ihanete uğramış hissettim.

I feel betrayed, but I still like her.

Kendimi ihanete uğramış hissediyorum ama yine de onu seviyorum.

Have you ever been betrayed by a friend?

Bir arkadaş tarafından ihanete uğratıldın mı hiç?

- He abused my trust.
- He betrayed my confidence.

Güvenimi istismar etti.

She betrayed her friends for the first time.

İlk kez arkadaşlarına ihanet etti.