Translation of "Battered" in Turkish

Fadil was very clearly battered.

Fadıl çok açık bir şekilde hırpalanmıştı.

The firemen battered down the door.

İtfaiyeciler kapıyı yıktılar.

Sami assaulted and battered a student.

Sami bir öğrenciye saldırdı ve hırpaladı.

As the two battered armies retreated from Kosovo,

Her iki tarafın dağılmış ordusu Kosova`dan geri çekildiği zaman

He had an old pickup truck and a big, battered mower.

Onun eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir biçme makinesi vardı.

The battered Turkish footmen could not withstand the fresh troops, and were broken soon after.

Ezilen Türk piyadeleri bu yeni orduya dayanamadı ve yakında parçalandı

During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.

Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.

Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.