Examples of using "Pickup" in a sentence and their turkish translations:
Sami'nin bir pikabı var.
- Sami'nin pikabı çalındı.
- Sami'nin plakçaları çalındı.
- O bir pikap kamyon kullanıyor.
- O bir kamyonet kullanıyor.
- O bir pikap kullanıyor.
Tom'un bir kamyoneti var.
Tom kırmızı bir pikap sürüyor.
Bir kamyonetim var.
- Yanni'nin Ford marka bir kamyoneti vardı.
- Yanni'nin bir Ford pikabı vardı.
Ne Tom ne de Mary'nin bir kamyoneti yok.
Tom bir kamyonet sürüyor.
Geçen pazar bir kamyonette eve gittiğimi hatırlıyorum.
Onun eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir biçme makinesi vardı.
Tom yeni bir pikap satın aldı.
Tom'la kamyonetin arkasına atladım.
Tom merdivenini kamyonunun arkasına koydu.
Evinin önüne park etmiş kırmızı bir kamyonet var.
Kamyonetler Kuzey Amerika'da popüler ama Avrupa'da değil.
Uzun sürüşlerde, bir sedan bir kamyonetten daha rahattır.
Tom'u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.
Tom'un köpeği, Tom'un kamyonetinin arkasına binmekten hoşlanıyor gibi görünüyor.
Tom bir kamyonet sürmeye alışık ama o gerçekten büyük kamyonlardan birini asla kullanmadı.