Examples of using "Architecture" in a sentence and their turkish translations:
Yapı mimarisi kazandı.
Tom mimarlığı seviyor.
Mimari muhteşemdir, buna hiç şüphe yok.
Mimari topluluklar için
Mimarinin yaptığı şey budur.
Yabancı ülkeler güzel bir mimariye sahip.
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
Tom modern mimariyi sevmiyor.
- pardon, burayı karıştırıyorum - anıtsal mimari:
mühendislik ve mimarlık var burada
Schopenhauer mimariyi "donmuş müzik" olarak tanımladı.
Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır.
Mimari hikâye anlatma sanatıdır.
Roma antik mimarisi ile ünlüdür.
Roma mimarisinden derinden etkilendim.
Biyoklimatik, mimariye ekolojik bir yaklaşımdır.
Mimarlık kursunu hâlâ bitirmedim.
Tom mimarlık okumak için Boston'a gitti.
Avustralya'ya mimarlık okumaya gidiyorum.
yahu bir kere bu iş mühendislik ve mimarlık da istiyor
Mimari hakkında konuşmayı seviyorsun, değil mi?
Mimari hakkında bilen birini biliyor musunuz?
Müzik hakkında konuşmak mimari hakkında dans etmek gibidir.
ne kadar çok şey öğrendiğimizi söyledim.
Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer
Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz
Sanssouci Sarayı, rococo mimarisinin bir örneğidir.
Mimari, insanların barınabileceği bir yer oluşturma sanatıdır.
Tom mimariyi dünyadaki başka her şeyden daha çok seviyor.
Bu binanın mimarisi dönemin tipik bir örneğidir.
çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır.
yerel mimariyi inceliyorsun, daha önceki örneklere bakıyorsun.
yahu biz yerleşik hayata bile geçmedik ne mühendisliği ne mimarlığı
New York'taki AT&T binası bir postmodern mimari örneğidir.
yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor
O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.
Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.
Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.