Translation of "Architect" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Architect" in a sentence and their turkish translations:

Who is the architect?

Mimar kim?

Tom is an architect.

Tom bir mimar.

Tom was an architect.

Tom bir mimardı.

He's an architect's architect.

O bir mimarın mimarıdır.

- Tom is an architect, right?
- Tom is an architect, isn't he?

Tom bir mimar, değil mi?

The architect achieved worldwide fame.

Mimar dünya çapında ün kazandı.

The architect designed that building.

O binayı mimar tasarladı.

I am a German architect.

Ben bir Alman mimarım.

An architect occupies that office.

O büroda bir mimar oturuyor.

Tom is an architect, right?

Tom bir mimar, değil mi?

Tom works as an architect.

Tom bir mimar olarak çalışıyor.

Tom is a landscape architect.

Tom bir peyzaj mimarıdır.

- Tom thought Mary was an architect.
- Tom thought that Mary was an architect.

Tom Mary'nin bir mimar olduğunu düşündü.

A famous architect built this house.

Ünlü bir mimar bu evi inşa etti.

That architect builds very modern houses.

O mimar çok modern evler inşa ediyor.

I want to be an architect.

Ben mimar olmak istiyorum.

I wanted to be an architect.

Ben mimar olmak istedim.

I'm going to be an architect.

Bir mimar olacağım.

Despite adversity, the architect achieved worldwide fame.

Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.

Tom has a son who's an architect.

Tom'un mimar olan bir oğlu var.

Tom wants to be a successful architect.

Tom başarılı bir mimar olmak istiyor.

Didn't you say Tom was an architect?

Sen Tom'un bir mimar olduğunu söylemedin mi?

Tom has decided to become an architect.

Tom bir mimar olmaya karar verdi.

Tom is going to be an architect.

Tom bir mimar olacak.

- Tom said he wanted to be an architect.
- Tom said that he wanted to be an architect.

Tom mimar olmak istediğini söyledi.

The real foundation of the architect I became

mimar olmamın temelinde,

The architect suggested that the building be restored.

Mimar, binanın restore edilmesini önerdi.

The hotel was designed by a Japanese architect.

Otel bir Japon mimar tarafından tasarlandı.

My father is an architect, not an engineer.

Babam mühendis değil mimardır.

The architect left his wife after two years.

Mimar, evliliğinin ikinci yılından sonra karısından ayrıldı.

Mary is an architect specialized in experimental designs.

Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.

Everybody is the architect of their own fortune.

- Herkes kendi kaderinin mimarıdır.
- Herkes kendi kaderini çizer.

Tom has a brother who is an architect.

Tom'un mimar olan bir erkek kardeşi var.

I was an architect before you were born.

Sen doğmadan önce ben bir mimardım.

My friend is going to become an architect.

Arkadaşım bir mimar olacak.

And the life of the architect is also amazing.

Bir mimarın hayatı da muhteşemdir.

Only an important philosopher, astronomer, architect of his time,

Sadece döneminin önemli bir filozofu, astronomu, mimarı,

He is the greatest architect that has ever lived.

O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.

This building was laid out by a famous architect.

Bu bina ünlü bir mimar tarafından tasarlanmış.

I have a friend whose mother is an architect.

Annesi mimar olan bir arkadaşım var.

The architect boasted that he had received a prestigious award.

Mimar prestijli bir ödül almış olduğuyla övündü.

Tom didn't want to become an architect like his dad.

Tom babası gibi bir mimar olmak istemedi.

You know, as an architect, at 10 o’clock in the morning,

Bir mimarsanız sabah 10'da

This is the house which was designed by a famous architect.

Bu, ünlü bir mimar tarafından tasarlanan evdir.

The architect secured the mayor's approbation for a new housing project.

Mimar, yeni bir konut projesi için belediyeden gerekli izinleri temin etti.

He said his father was an architect and that he wanted to be one too.

Babasının mimar olduğunu, kendisinin de olmak istediğini söyledi.

A building, before it can be constructed, has to be visualized hundreds of times in the mind of an architect.

Bir yapının inşa edilebilmesinden önce mimarın zihninde yüzlerce kez canlandırılması gerekir.

Jocelyn Bell was born in 1943 in Northern Ireland. Her father was an architect who loved to read. Jocelyn would often borrow her father's books. Through her reading, Jocelyn became interested in astronomy.

Jocelyn Bell 1943 yılında Kuzey İrlanda'da doğdu. Babası okumayı seven bir mimardı. Jocelyn sık sık babasının kitaplarını ödünç alırdı. Onun okuması sayesinde, Jocelyn astronomi ilgilenmeye başladı.