Examples of using "Appropriate" in a sentence and their turkish translations:
Bu uygun mudur?
O uygun değil.
O uygun görünüyordu.
Bu uygun değil.
Bu uygun olmaz.
Bu şarkı uygun görünüyordu.
Bu gerçekten uygun mu?
Sadece uygun değildi.
O soru uygun değil.
O burada uygun değil.
Sizin yorumlarınız uygundu.
O uygun olurdu.
O uygun olabilir.
Bunun uygun olduğunu düşünüyorum.
O uygun görünmüyordu.
Her şey yaşa uygun görünüyordu.
Bu sorular uygun mudur?
Bunun uygun olmadığını düşündüm.
Bunun uygun olduğunu düşünmüyorum.
Bu muhtemelen uygun olmaz.
Bu uygun olmaz.
Şimdi uygun bir zaman mı?
Artık uygun bir eylem gerekli.
Bunu uygun düşünmüyorum.
Biz bunun uygun olduğunu hissediyoruz.
ki seviyem için uygun olanı buydu.
Bu muhtemelen uygun düşünülmez.
Uygun bir sözlük tavsiye edebilir misin?
Uygun sözler arıyordum.
Onun uygun olacağını sanmıyorum.
Tom, Mary'nin cezasının uygun olduğunu düşündüğünü söyledi.
ve uygunsuz cinsel davranışın ne olduğunu anladıklarında,
Çevremde uygun bir destek buldum
Onun davranışı ortama uygundu.
Onun hikayesi durum için uygun değildi.
Bunun uygun olacağını düşünmedim.
Bu gerçekten şu anda uygun görünmüyor.
Bu film tüm yaşlar için uygundur.
Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
O kelime o durumda uygun muydu?
Konuşman duruma uygundu.
- Daha uygun bir şeyle değiştireyim.
- Daha uygun bir şeyler giyeyim.
Ben bunların hiçbirinin uygun olduğunu sanmıyorum.
veya yaşına uygun bir işte çalışsın istiyoruz.
Bir dahaki sefere daha uygun bir şey giymelisin.
Söylemek için uygun bir şey düşünemedim.
Uygun bir cevap arayacağım.
Japonya'da bahşiş vermek uygun değildir.
Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.
Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.
- Daha uygun bir şeye dönüştürmeye gitmelisin.
- Gidip daha uygun bir şeyler giymelisin.
Giydiğin şeyin gerçekten uygun olduğunu düşünüyor musun?
Şu an uygun sözleri bulamıyorum.
Giydiğin şey gittiğimiz yer için uygun değil.
Onu engelledim çünkü davranışı uygunsuzdu.
Rapor konusu uygun zamanda ilan edilecek.
Bu giysiler soğuk bir kış günü için uygun değildir.
Shizuko bir sınavda kopya çekti ve uygun bir ceza aldı.
Bunun bunu tartışmak için uygun bir zaman olduğunu düşünmüyorum.
''Dokunulmanın uygun olup olmadığının farkında ol.''
Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
Bir cenaze için kırmızı mini etek giymek uygun değildir.
Tom Mary'nin giydiğinin ortam için uygun olduğunu düşünmüyordu.
Tom Mary'nin giydiğinin resmî bir parti için uygun olmadığını düşünüyordu.
Konuşman ortama uyuyor.
Araştırmanın sonuçları uygun zamanda açıklanacak.
Uygun sözler arıyordum.
Tom'un giydiği şey uygun değil.
Uygun bir şey söylemek istiyorum ama ne söylemem gerektiğinden emin değilim.
O, üniversitede uygun bir kurs seçebilsin diye sınav sonuçlarını bekliyor.
Tatoeba'ya gerçekten böyle bir cümle koymanın uygun olduğunu mu düşünüyorsun?
- Keşke eve gitmek ve daha uygun bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.
- Keşke eve gidip daha uygun bir şeyler giymek için zamanım olsa.
Onun ceketi ortam için uygun değildi.
Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olacağını düşünmedi.
Giydiğim şey durum için uygun olmadığından dolayı elbiseleri değiştirmek zorunda kaldım.
Vakit daha erken şu an sizinle gelmem uygun olmaz.
Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
küçücük birşey olabilir uygun şartlar ve tedavi sağlanmaz ise ölüme kadar gidebilir