Translation of "Apparently" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Apparently" in a sentence and their turkish translations:

- Apparently you are right.
- Apparently you're right.

Görünüşe göre haklısın.

Apparently I'm adopted.

- Görünüşe göre ben evlatlığım.
- Anlaşılan ben evlatlığım.

Apparently it worked.

Görünüşe göre işe yaradı.

Tom apparently disagrees.

Tom görünüşe göre aynı fikirde değil.

Apparently, they're dead.

Görünüşe göre, onlar ölü.

Apparently he's sick.

Görünüşe göre o hasta.

Tom apparently cried.

Tom görünüşe göre ağladı.

Tom apparently won.

Tom görünüşte kazandı.

- I apparently did that wrong.
- I apparently did that incorrectly.

Görünüşe göre onu hatalı yaptım.

Apparently, I was wrong.

Görünüşe göre, ben haksızdım.

Tom is apparently asleep.

Tom görünüşe göre uyuyor.

Apparently, everyone was happy.

Görünüşe göre, herkes mutluydu.

Apparently, he's still alive.

Görünüşe göre, o hâlâ hayatta.

Apparently everyone was happy.

Görünüşe göre herkes mutluydu.

Apparently, nothing bad happened.

Görünüşe göre kötü bir şey olmadı.

Tom apparently thought so.

Tom görünüşe göre öyle düşündü.

Apparently, that's not correct.

Görünüşe göre bu doğru değil.

Apparently no one noticed.

Görünüşe göre hiç kimse fark etmedi.

Apparently ice is lethal!

Görünüşe göre buz çok tehlikeli!

Apparently, Tom is sick.

Görünüşe göre Tom hasta.

Sami apparently committed suicide.

Sami görünüşe göre intihar etmiş.

Tom apparently left early.

Tom görünüşe göre erken ayrıldı.

Tom apparently didn't win.

Tom görünüşe göre kazanmadı.

Tom apparently didn't cry.

Tom görünüşe göre ağlamadı.

Tom has apparently won.

Tom görünüşe göre kazandı.

Tom apparently committed suicide.

Tom görünüşe göre intihar etti.

Tom apparently speaks French.

Tom görünüşe göre Fransızca konuşuyor.

Tom has apparently died.

Görünüşe göre Tom öldü.

- Tom has apparently lost his passport.
- Tom apparently lost his passport.

Tom görünüşe göre pasaportunu kaybetti.

- Tom apparently likes doing that.
- Tom apparently likes to do that.

Tom, görünüşe göre bunu yapmayı seviyor.

- I apparently should've done that.
- I apparently should have done that.

Görünüşe göre onu yapmam gerekirdi.

- Tom apparently needed to do that.
- Tom apparently needs to do that.

Görünüşe göre Tom'un bunu yapması gerekiyor.

He is apparently a pianist.

Görünüşe göre o bir piyanisttir.

The danger is apparently over.

Görünüşe göre tehlike bitti.

Apparently, the bus is late.

Görünüşe göre, otobüs geç kaldı.

Tom apparently can't speak French.

Görünüşe göre Tom Fransızca konuşamıyor.

Tom apparently doesn't eat meat.

Tom görünüşe göre et yemiyor.

Tom has apparently committed suicide.

Tom görünüşe göre intihar etti.

Apparently, not much has changed.

Görünüşe göre fazla değişmemiş.

The place is apparently deserted.

Görünüşe göre yer terk edilmiş.

Tom has apparently been injured.

Görünüşe göre Tom yaralandı.

Apparently, Tom doesn't like me.

Görünüşe göre, Tom beni sevmiyor.

Apparently, Mary doesn't like me.

Anlaşılan Mary beni sevmiyor.

Apparently, Tom doesn't like Mary.

Belli ki Tom Mary'den hoşlanmıyor.

That's apparently not a crime.

Bu görünüşe göre bir suç değil.

Apparently, Tom is still alive.

Görünüşe göre Tom hala hayatta.

He is not coming, apparently.

Görünüşe göre, o gelmiyor.

Apparently the bus was late.

Anlaşılan otobüs geç kaldı.

Tom was apparently very convincing.

Tom, görünen o ki çok ikna ediciydi.

Tom is apparently a Canadian.

Tom görünüşe göre bir Kanadalı.

It apparently no longer exists.

Görünüşe göre artık yok.

Tom apparently lost his passport.

Tom görünüşe göre pasaportunu kaybetti.

Tom has apparently studied French.

Tom görünüşe göre Fransızca eğitimi aldı.

Tom apparently enjoys doing that.

Tom görünüşe göre bunu yapmaktan hoşlanıyor.

Tom has apparently done that.

Tom görünüşe göre bunu yaptı.

Tom apparently wants to win.

Tom görünüşe göre kazanmak istiyor.

Sami apparently never had cancer.

Görünüşe göre Sami'de hiç kanser yoktu.

Tom apparently doesn't know Mary.

Tom görünüşe göre Mary'yi tanımıyor.

Tom apparently didn't notice that.

Tom görünüşe göre bunu fark etmedi.

Tom apparently doesn't remember Mary.

Tom görünüşe göre Mary'yi hatırlamıyor.

Apparently, the bus was late.

Görünen o ki otobüs gecikti.

- Tom has apparently not done that yet.
- Tom has apparently not yet done that.

Görünüşe göre Tom, bunu henüz yapmadı.

And apparently, these people do exist --

ve belli ki böyle kişiler var --

Apparently that shabby flat is vacant.

Anlaşılan o eski püskü daire boş.

He is apparently responsible for it.

Onun için görünüşte o sorumlu.

She is apparently an honest woman.

Görünüşe göre dürüst bir kadın.

Tom is apparently a French teacher.

Tom görünüşe göre bir Fransızca öğretmeni.

Tom is apparently an honest person.

Tom görünüşe göre dürüst bir kişi.

This is apparently a good sentence.

Görünüşe göre bu iyi bir cümle.

Apparently, Tom didn't notice anything wrong.

Görünüşe göre, Tom hatalı bir şey fark etmedi.

Tom apparently likes Mary a lot.

Görünüşe göre Tom Mary'yi çok seviyor.

Apparently, Tom wasn't in Boston long.

Görünüşe göre Tom uzun süre Boston'da değildi.

Apparently, you're very good at it.

Görünüşe göre, sen bunda çok iyisin.

Apparently, he's very good at it.

Görünüşe göre, o bunda çok iyi.

Apparently, Tom did the same thing.

Görünüşe göre Tom aynı şeyi yaptı.

Tom apparently forgot to do that.

Tom görünüşe göre onu yapmayı unuttu.

Apparently, I'm a piece of garbage.

Görünüşe göre ben bir çöp parçasıyım.

Tom has apparently already gone home.

Tom görünüşe göre zaten eve gitti.

Tom is apparently a busy man.

Tom görünüşe göre meşgul bir adam.

The man is apparently deceiving us.

Belli ki o adam bizi yanıltıyor.

Apparently, Tom's death was a suicide.

Görünüşe göre, Tom'un ölümü bir intihardı.

Tom apparently believed what Mary said.

Tom görünüşe göre Mary'nin söylediğine inandı.

Tom is apparently a truck driver.

Tom görünüşe göre bir kamyon şoförü.

Tom apparently hasn't done that yet.

Tom görünüşe göre onu henüz yapmadı.

Tom apparently did that by himself.

Tom görünüşe göre onu tek başına yaptı.

This is apparently a good proposal.

Görünüşe göre bu iyi bir öneri.

You apparently shouldn't have done that.

Görünüşe göre bunu yapmamalıydın.

Tom apparently shouldn't have done that.

Tom görünüşe göre bunu yapmamalıydı.

Tom has apparently changed his mind.

Tom görünüşe göre fikrini değiştirmiş.

Tom apparently needed to do that.

Görünüşe göre Tom'un bunu yapması gerekiyor.

Tom apparently has to do that.

Tom görünüşe göre bunu yapmak zorunda.

Tom apparently had to do that.

Tom görünüşe göre bunu yapmak zorundaydı.

Tom apparently wants to learn French.

Tom görünüşe göre Fransızca öğrenmek istiyor.