Translation of "Agony" in Turkish

0.103 sec.

Examples of using "Agony" in a sentence and their turkish translations:

Prolong the agony.

Izdırabı devam ettir.

She screamed in agony.

O, acı içinde çığlık attı.

He was in agony.

O, acı içindeydi.

Tom was in agony.

Tom acı içindeydi.

Tom screamed in agony.

Tom acı içinde çığlık attı.

I was in agony.

Acı çekiyordum.

The task was total agony.

Görev tamamen ızdıraptı.

Tom was writhing in agony.

Tom acı içinde kıvranıyordu.

Sami was writhing in agony.

Sami acı içinde kıvranıyordu.

My shoes hurt. I'm in agony.

Ayakkabım zarar gördü. Acı içindeyim.

Tom seemed to be in agony.

Tom acı çekiyormuş gibi görünüyordu.

Can't you see Tom is in agony?

Tom'un acı içinde olduğunu göremiyor musun?

He lay in agony until the doctor arrived.

Doktor gelinceye kadar acı içinde yattı.

The soldier lay in agony on the bed.

Asker yatakta acı içinde uzanıyordu.

On land there’s a chance to ease the agony.

Karada acıyı azaltmanın bir yolu var.

Tom mistook Mary's singing for a cry of agony.

Tom Mary'nin şarkı söylemesini yanlışlıkla acı bir çığlıkla karıştırdı.

At the time of her death, she suffers agony.

O, ölümü sırasında, acı çekiyor.

People break off from agony what happens if the world is flat

Millet ajlıktan kırılıyor dünya düz olsa ne olur

- Tom seems to be in agony.
- Tom looks like he's in pain.

Tom acı çekiyor gibi görünüyor.

Then you know the agony of losing a place that held your story.

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

He was robbed, and spent days in agony in a filthy hospital – an episode that may

Soyuldu ve kirli bir hastanede günlerce ıstırap içinde geçirdi -