Translation of "Acquired" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Acquired" in a sentence and their turkish translations:

I acquired it.

Onu kazandım.

He acquired French quickly.

O, hızla Fransızca öğrendi.

It's an acquired taste.

- Edinilmiş bir zevk bu.
- Bu sonradan kazanılan bir zevk.

He acquired American citizenship.

Amerikan vatandaşlığını kazandı.

He has not acquired a fortune; the fortune has acquired him.

O, bir servet kazanmadı, servet onu kazandı.

Meg acquired many new friends.

Meg birçok yeni arkadaş edindi.

Experience is acquired with time.

Deneyim zamanla kazanılır.

Caviar is an acquired taste.

Havyar edinilmiş bir lezzettir.

PillPack was just acquired by Amazon,

PillPack, Amazon tarafından satın alındı,

He acquired some knowledge about Ben.

O, Ben hakkında bazı bilgileri ele geçirdi.

He acquired the habit of smoking.

Sigara içme alışkanlığı edindi.

She acquired the knowledge of English.

İngilizce bilgisini aldı.

Tom acquired a reputation for honesty.

Tom, dürüstlüğüyle nam salmıştı.

AIDS means "Acquired Immune Deficiency Syndrome".

AIDS "Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu" anlamına gelir.

A bad habit is easily acquired.

Kötü bir alışkanlık kolay edinilir.

He acquired the habit of snacking.

O, atıştırma alışkanlığı kazandı.

Acquired by sin - there's no profit within.

- Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
- Helal yoldan kazanılmayan kazanç, kazanç değildir.

He acquired the ability to speak English.

İngilizce konuşma becerisi kazandı.

He acquired French when he was young.

O gençken Fransızca öğrendi.

Tom has acquired a serious opponent - John.

Tom ciddi bir rakip kazandı-John.

He acquired education late in his life.

Yaşamında eğitimi geç aldı.

And it got acquired by our largest competitor.

ve şirketi en büyük rakibimiz satın aldı.

Perry has acquired the habit of thinking aloud.

Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi.

We acquired the property when our uncle died.

Amcamız öldüğünde biz mülkü elde ettik.

In 1890, the colony acquired its own government.

1890'da, koloni kendi hükümetine sahip oldu.

After playing tennis all summer, I've acquired considerable skill.

Bütün yaz tenis oynadıktan sonra, önemli bir beceri kazandım.

The magazine acquired a lot of readers this year.

Dergi bu yıl bir sürü okuyucu kazandı.

I just acquired some land that's contiguous to your farm.

Çiftliğinize bitişik bir arazi aldım.

- He acquired a vast amount of wealth in these few years.
- In these two or three years, he acquired a large amount of wealth.

Bu iki ya da üç yıl içinde, büyük miktarda servet sahibi oldu.

Moreover, it has acquired this place in many societies of the world.

Üstelik dünyanın birçok toplumunda bu yer edinmiştir

Reading is the kind of habit that once acquired is never lost.

Okuma bir kez kazanıldığında asla kaybolmayan alışkanlık türüdür.

You might not like this beer at first. It's an acquired taste.

Önce bu biradan hoşlanmayabilirsin. Bu sonradan kazanılan bir tat.

- That which is easily acquired is easily lost.
- Soon gotten soon spent.

Selden gelen suya gider.

- She acquired credit with in the town.
- She won popularity in the town.

Kentte popülerlik kazandı.

Someone told me that Albert Einstein said, "Common sense is the collection of prejudices acquired by age eighteen."

Birisi bana Albert Einstein'ın "Sağduyu on sekiz yaşında kazanılan ön yargıların birikimidir." dediğini söyledi.

I visited the atelier of a painter that I had not visited in a long time. This painter had just acquired a new model and he was in a very good mood.

Ben uzun süre ziyaret etmediğim bir ressamın atölyesini ziyaret ettim. Bu ressam az önce yeni bir model edindi ve çok iyi bir ruh hali içindeydi.