Examples of using "Vloeiend" in a sentence and their turkish translations:
O, Fransızcada akıcıdır.
O, akıcı bir İngilizce konuşur.
O akıcı bir biçimde Çince konuşur.
O, Japoncada akıcıdır.
Ben akıcı bir biçimde İngilizce konuşurum.
Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.
Fransızcada akıcı olmak istiyorum.
Endonezce'yi henüz akıcı konuşamıyorum.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.
Akıcı değildi, biraz da yetersizdi
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
ve o yazın sonuna geldiğimde Fransızcada tamamen akıcıydım.
nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,
Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken
Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.
Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.
ve akıcı bir şekilde anlıyor ve derinlemesine düşünebiliyorum.
Bir dili iyi konuşmakla akıcı konuşmak arasında büyük bir fark vardır.