Translation of "Tante" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tante" in a sentence and their turkish translations:

Wat doet je tante?

Teyzen ne iş yapar?

Tante, dit is Tom.

Hala, bu Tom.

Mijn tante is misselijk.

Teyzeciğim kötü hissediyor.

Waar is jouw tante?

- Halan nerede?
- Teyzen nerede?
- Halanız nerede?
- Teyzeniz nerede?

- Mijn tante stuurde me een verjaardagscadeau.
- Mijn tante stuurde me een verjaardagscadeautje.

Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.

Zijn tante heeft drie katten.

Halasının üç kedisi vardır.

Zijn tante woont in Oostenrijk.

Onun teyzesi Avustralya'da yaşıyor.

Mijn tante had drie kinderen.

Teyzemin üç çocuğu vardı.

Mijn tante heeft drie kinderen.

- Halamın üç çocuğu var.
- Teyzemin üç çocuğu var.

Mijn tante is al hier.

Teyzem zaten burada.

- Mijn tante spreekt Chinees alsmede Engels.
- Mijn tante spreekt zowel Chinees als Engels.

Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşur.

Mijn tante woont in New York.

Teyzem New York'ta yaşıyor.

Ze heeft gisteren haar tante bezocht.

Dün halasının evini ziyaret etti.

Mijn tante ziet er jong uit.

Teyzem genç görünüyor.

Mijn tante heeft mij bloemen gebracht.

Teyzem bana çiçek getirdi.

Vader noemde me naar zijn tante.

Babam bana teyzesinin adını verdi.

Mijn tante houdt van creoolse muziek.

Halam Creole müziğini seviyor.

- Ik heb een tante die in Kyoto woont.
- Ik heb een tante die in Kioto woont.

Kyoto'da yaşayan bir teyzem var.

Ze werd Elizabeth genoemd, naar haar tante.

Elizabeth'e halasının adı verildi.

Mijn tante heeft mij een verjaardagsgeschenk gestuurd.

Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.

Mijn tante is ouder dan mijn moeder.

Teyzem annemden daha yaşlıdır.

Mijn tante was blij met mijn succes.

Teyzem benim başarımdan memnundu.

Ik weet niet waar mijn tante woont.

- Teyzemin nerede oturduğunu bilmiyorum.
- Halamın nerede yaşadığını bilmiyorum.

Ik ga bij mijn tante op Hawaï logeren.

Hawaii'de halamla birlikte kalacağım.

Tante Joko is te zwak om te werken.

Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.

In de zomerperiode logeer ik bij mijn tante.

Yaz için halamlarda kalıyorum.

Mijn tante is de zus van mijn vader.

Halam, babamın kız kardeşidir.

Ik heb de zomervakantie bij mijn tante doorgebracht.

Yaz tatilini teyzemin evinde geçirdim.

Deze pop is een geschenk van mijn tante.

Bu oyuncak bebek teyzemden bir hediyeydi.

Het geld is een erfenis van mijn tante.

Para halamdan bir mirastır.

Ik heb een tante die in Osaka woont.

- Osaka'da yaşayan bir teyzem var.
- Osaka'da yaşayan bir halam var.

Hij bleef in het huis van zijn tante.

O, teyzesinin evinde kaldı.

Mijn tante gaf me een boek voor Kerstmis.

- Teyzem Noel için bana bir kitap verdi.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Halam Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.

De volgende zondag gaan we onze tante bezoeken.

Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.

Ik heb een tante die in Boston woont.

Boston'da yaşayan bir teyzem var.

Ik heb een tante die in Australië woont.

Avustralya'da yaşayan bir teyzem var.

De bejaarde tante van mijn man werd levend verbrand

Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.

Mijn oom is mager, maar mijn tante is dik.

Amcam zayıf fakat teyzem şişman.

De appeltaart van zijn tante was heerlijk, dus hij nam een tweede portie.

Teyzesinin elmalı turtası lezzetliydi, bu yüzden o ikinci bir porsiyon aldı.