Translation of "Reed" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Reed" in a sentence and their turkish translations:

- Jij reed.
- U reed.
- Jullie reden.

- Sen sürdün.
- Siz sürdünüz.

Tom reed.

Tom araba sürdü.

Ik reed.

Araba sürdüm.

Maria reed.

Mary araba sürdü.

- Hoe snel reed u?
- Hoe snel reed je?

Ne kadar hızlı sürüyordun?

Hij reed de gang in,

Koridorda dolanıyordu,

Tom reed met de auto.

Tom arabayı sürdü.

Ze reed op een kameel.

O bir deveye bindi.

Ik reed tegen een boom.

Bir ağaca çarptım.

Tom reed Maria naar Boston.

Tom Mary'yi Boston'a götürdü.

Tom reed op een kameel.

Tom bir deveye bindi.

Tom was degene die reed.

Araba süren kişi Tom'du.

Layla reed op Sami's kameel.

Leyla, Sami'nin devesine bindi.

Sami reed naar de moskee.

Sami arabayla camiye gitti.

- Hij reed met de vrachtwagen naar Dallas.
- Hij reed de truck naar Dallas.

O, kamyonu Dallas'a sürdü.

Vroeger reed mijn vader een Kever.

- Babam bir Beetle kullanırdı.
- Babam bir Beetle sürerdi.

Ken reed Tom naar het ziekenhuis.

Ken, Tom'u arabayla hastaneye götürdü.

De bus reed de halte voorbij.

Otobüs, durağı geçip gitti.

Hij reed te paard naar de zee.

O, denize bir atla gitti.

De prinses reed in een gouden koets.

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

Ze stapte op haar fiets en reed weg.

O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.

Tom stapte op zijn fiets en reed weg.

Tom bisikletine binip gitti.

Hij stapte de auto in en reed weg.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

De jongen reed voor het eerst op een paard.

Çocuk ilk kez bir ata bindi.

Hij reed over een landmijn en zijn jeep ontplofte.

Bir mayının üzerinden sürdü ve onun cipi patladı.

Tom was degene die Maria naar het ziekenhuis reed.

Mary'yi arabayla hastaneye götüren Tom'du.

Ik kreeg problemen met de politie omdat ik te hard reed.

Çok hızlı sürdüğüm için polisle başım belaya girdi.

De sneltrein reed zo snel voorbij, dat we hem nauwelijks zagen.

Ekspres tren o kadar hızlı geçti ki onu zorlukla gördük.

Gister reed ik door glas, maar alleen mijn buitenband is beschadigd.

Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü.

Ik reed 120 kilometer per uur toen de politie mij aanhield.

Polis beni durdurduğunda saatte 120 kilometre hızla sürüyordum.

Maar dat deed ze niet. Ze reed op mijn hand naar de oppervlakte.

Ama bırakmadı. Elimin üstünde yüzeye geldi.

Hij reed net met zijn fiets voorbij toen hij om hulp hoorde roepen.

O, bir yardım çığlığı duyduğunda, bisikletiyle geçiyordu.

Tom huurde een auto bij de luchthaven en reed ermee naar het huis van Maria.

Tom havaalanında bir araba kiraladı ve onu Mary'nin evine sürdü.

Toen Tom langs het huis van Maria reed, viel hem op dat het licht nog aan was.

Tom, Mary'nin evine gittiğinde, ışıkların hâlâ açık olduğunu fark etti.

- Een vrachtwagen reed met volle snelheid op de baan.
- Een vrachtwagen raasde met volle snelheid op de weg.

Kamyon yolda tüm hızıyla dönüyordu.

- De auto crashte tegen de muur.
- De auto reed tegen de muur.
- De auto botste tegen de muur.

Araba duvara çarptı.