Examples of using "Ontbreekt" in a sentence and their turkish translations:
- Eksik biri var.
- Kayıp biri var.
- Bir çatal eksik.
- Bir tane çatal eksik.
Sen hayal gücünden yoksunsun.
Ne eksik?
Bir şey eksik.
Nokta yok.
Bagajım kayıp.
Kayıp bir bıçak var.
Eksik bir sayfa var.
Bir çatal eksik.
Bir çatal kayıp.
Bir vida eksik.
Tom disiplinden yoksun.
Hiçbir şey eksik değil.
Bu fotoğraftan kim eksik?
Gömleğinin eksik bir düğmesi var.
Tom empatiden yoksun.
O motivasyondan yoksundur.
Cümlenin sonunda nokta eksik.
Tom motivasyondan yoksun.
anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.
Hiçbir şeyimiz noksan değil.
Bir üçgenin iki dik açısı varsa, o bir kenarı eksik bir karedir.
Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
Bazı kedilerde kuyruklar yok.